Translation of "Crear" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Crear" in a sentence and their turkish translations:

Descubrimos cómo crear insulina.

İnsülin üretmeyi öğrendik.

Para crear sus cuerpos,

ve ölüm ile

Quiero crear mi mundo.

Ben kendi dünyamı yaratmak istiyorum.

Participan en crear el resultado.

çıkan sonuca sen de katkı yaparsın.

Hay que crear ríos nuevos

Kuzey Sibirya'da eriyen kar suyuyla

Me obsesiona crear comunidades sanas,

Sağlıklı topluluklar oluşturmaya takıntılıyım,

Para poder crear negocios propios.

kendi işlerini kurmak istiyorlar.

Estoy trabajando para crear materiales

Bağışıklık tepkimizi değiştirerek

Construimos rituales para crear logos simbólicos.

Sembolik logolar oluşturmak için ritüeller oluşturduk.

Tenemos que crear un nuevo estándar,

Gerçekten yeni bir standart oluşturmak zorundayız;

En estos momentos crear chivos expiatorios,

Bizler günah keçilerinin, düşmanların ve diğerlerinin yaratıldığı

Y crear comunidades reales y fuertes.

ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.

Deberían crear un sentido de curiosidad.

Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.

No podemos crear ciudades para todos,

herkesi dinlemeksizin

Y crear formalmente una isla hormiga

ve bir resmen karınca adası oluşturuyorlar

Fue una buena idea crear Tatoeba.

Tatoeba'yı yapmak güzel bir fikirdi.

Mi trabajo consiste en crear problemas.

Benim işim problem yaratmak.

Y planear cómo crear un resultado distinto.

plan yapma yeteneği kazanırsın.

Podemos crear un sistema de patentes moderno

21. yüzyılın gereklerini karşılayan

Tradicionalmente, se pensaba que crear un recuerdo

Geleneksel olarak bir anı oluşturmak,

Esta se trata de crear reliquias compartidas.

Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.

¿Es posible crear sistemas urbanos más ligeros,

Daha yumuşak kentsel sistemler yapabilir miyiz?

Y crear muchos ambientes únicos para niños.

ve çocuklar için eşsiz ortamlar hazırlamak istiyorlar.

La psicología dice que para crear compromiso,

Psikoloji şunu der: katılım yaratmak için

Usa ese privilegio para crear un cambio.

Ayrıcalığınızı değişiklik yaratmak için kullanın.

Vinimos aquí para crear una nueva ciudad.

Yeni bir kasaba inşa etmek için buraya geldik.

Tengo que crear un nuevo sitio web.

Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.

Y crear la vida que realmente quieren vivir.

ve gerçekten yaşamak istediğin hayatı kurarsın.

Para crear una imagen positiva de su cita

buluştuğu kişinin olumlu resminin içine alır

A crear el tipo de lugar de trabajo

gördüğümüz felaketlerden kaçabileceğimiz

Estoy hablando sobre si Uds. quieren crear algo,

Bir şey yaratmak, bir şeye başlamak istiyorsanız,

Para crear un dispositivo que pudiera recolectar ADN

sadece deride kaydırarak gizlice DNA toplayabilen

Encontrar belleza en las cosas difíciles y crear.

zor şeylerde güzellik bul ve yarat.

Y crear un río adentro de las Rocallosas

Rocky Dağları'ndan Meksika'nın kuzeyine akan

En crear una conexión auténtica con mi audiencia.

seyircimle hakiki bir ilişki kurmak.

Para luego pasar a crear producciones originales propias.

ve kendi içeriklerini yaparak büyüdüler.

Pero, por décadas, hemos intentado crear el argumento

ama yıllardır şunu anlatmaya çalışıyoruz;

Cómo, esencialmente, crear las vidas que sueñan vivir.

adlı şirkete dönüştürdü.

Estoy interesado en crear mis propias páginas web.

Kendi web sayfamı yapmakla ilgileniyorum.

Los seres humanos fueron creados para crear cosas.

İnsanoğlu bir şeyler yaratmak için yaratılır.

Karlo tiene la capacidad de entender y crear.

Karlo, anlamak ve oluşturmak yeteneğine sahiptir.

Para crear láseres optimizados para el crecimiento del vegetal

bitkinin büyümesi için özel hazırlanmış lazerler,

Esto ayudará a crear una conversación y conciencia general

bu şimdi yapay zekânın ne olduğu,

El siguiente paso para crear reuniones diarias más significativas

Daha anlamlı bir günlük toplantı organize edebilmenin ikinci adımı,

Y seguíamos tratando de descifrar cómo crear la Luna.

ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk.

Esta es la manera de crear un lugar cultural.

Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.

Y hacia crear una sociedad en la que podamos ver

olabileceklerini görebileceği bir toplum yaratmaya

Cualquiera de estas cosas pueden crear miedo dentro del cuerpo,

korku yaratan herhangi bir şey hissederseniz

Mi otra motivación para crear esta red fue la preocupación.

Bu ağı yaratmaktaki ikinci motivasyonum endişeydi.

Entonces, ¿cuánta información nos hace falta para crear esta imagen?

Peki böyle bir görseli oluşturmak için ne kadar bilgiye ihtiyacımız var?

- No quiero crear falsas expectativas.
- No quiero avivar falsas esperanzas.

Boş ümit beslemek istemiyorum.

Realice un ensayo sobre cómo crear un país desde cero.

Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.

Está en nuestra naturaleza crear de nuevo, ser inventivos e innovar.

Yaratıcı ve yenilikçi olmak, yeniden yaratmak bizim doğamızdadır,

Y crear una nueva generación de empleos centrados en la persona

her gün barındırdığımız gizli yetenekleri ve tutkuları

Como maestra, sé que mi papel es crear lazos en la comunidad.

Bir öğretmen olarak görüyorsunuz, ben toplum inşası adına görevimi biliyorum.

Pero puedo arrojar una piedra sobre las aguas para crear muchas ondas".

suyun üzerinde bir sürü dalga oluşturmak için taş atabilirim.''

Me invitaron a crear un proyecto al que llamamos "el Huerto Público",

Açık Bahçe isimli bir proje oluşturmam için beni davet ettiler.

Que nos motivamos a hurgar en un problema y crear un cambio.

bir problemi çözmek ve değişim yaratmak için motive oluyoruz.

Y que nos puede inspirar para crear algo que trascienda lo individual,

sağlayacak kendimizden daha büyük bir şey yaratmak için

Nunca pensé que sería así de difícil crear una aplicación para iPad.

Bir iPad app oluşturmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.

No deberían incluir ayudar a los alumnos a crear y mantener sus relaciones?

bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

Y espero que Uds. me ayuden a crear este tipo de lugares de trabajo,

ve umarım siz bana bunlar gibi iş ortamları yaratmada yardım edersiniz

Los depredadores deben crear formas cada vez más sofisticadas de burlar a su presa.

Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.

No solo podemos crear entornos en los que a las personas les encante trabajar

insanların çalışmayı sevdiği ortamları yaratmakla kalmayıp

Chicos que no usan ningún otro programa para evitar crear una vulnerabilidad de seguridad

güvenlik açığı oluşturmamak için başka hiçbir program kullanmıyor adamlar

Desde el año 1500, los matemáticos se pusieron a crear algoritmos capaces de traducir

1500'lü yıllardan beri, matematikçiler dünyayı düz bir düzeye çeviren

Criticó cada decisión, lo que ayudó a crear una atmósfera venenosa en la sede francesa.

Her kararı eleştirerek Fransız karargahında zehirli bir atmosfer yaratılmasına yardımcı oldu.

La única manera de perder peso es crear un déficit calórico quemando más calorías de las que comes.

Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.

El Proyecto Tatoeba, que puede encontrarse en línea en tatoeba.org, trabaja para crear una enorme base de datos de frases ejemplares traducidas a muchos lenguajes.

Tatoeba.org da çevrimiçi bulunabilen, Tatoeba Projesi birçok dile çevrilmiş örnek cümlelerden oluşan büyük bir veritabanı oluşturma üzerinde çalışıyor.