Translation of "Crea" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Crea" in a sentence and their turkish translations:

¿Quieres que crea eso?

Ona inanmamı istiyor musun?

Y eso crea un problemita.

ve bu küçük bir soruna yol açıyor.

Y ese patrón crea expectativa.

Bu kalıp beklenti yaratıyor.

Crea un mapa del horizonte,

Ufkun haritasını çıkarır.

Esto también crea una vulnerabilidad

bu da güvenlik açığı oluşturuyormuş

¿Esperas que yo crea eso?

- Buna inanmamı bekliyor musun?
- Ona inanmamı mı bekliyorsun?

Me duele que lo crea.

Buna inanmak beni acıtıyor.

crea un lugar incómodo donde vivir.

yaşamak için rahatsız bir yer.

Esto crea más seguridad para hablar.

Bu fikir belirtmek için güvenli ortam sağlar.

Es innegable: la presencia crea posibilidades.

Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.

Quiero decir, porque la presión crea diamantes

Demek istediğim, baskı elmaslar ortaya çıkarır.

La escuela crea un lugar de seguridad.

Okul güvenli bir alan oluşturur.

Este movimiento crea intermediarios mucho más poderosos.

Bu akım çok, çok daha güçlü aracı kurumlar yaratıyor.

Su fuerza gravitacional combinada crea mareas vivas

Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.

No estoy seguro de que te crea.

Sana inandığımdan emin değilim.

Por favor, venga cuando lo crea conveniente.

Lütfen uygun olduğunda gel.

Eso crea la razón fundamental para hacerse oír.

Bu, kendini ifade etmek için gerekçe oluşturur.

Las formas que crea la naturaleza tan expertamente,

doğanın ustalıkla yaptığı bu şekiller

Así se crea un bello círculo de justicia.

Bu güzel bir adalet döngüsü yaratıyor.

Me cuesta creer que Tom realmente crea eso.

Sadece Tom'un gerçekten ona inandığına inanmayı zor buluyorum.

Nuestro cerebro crea todas las facetas de la mente.

Zihninizin her yönünü beyniniz yaratır.

No quiero que Tom crea que tiene que protegerme.

Tom'un beni korumak zorunda olduğunu düşünmesini istemiyorum.

crea esa sensación de finalidad, una sensacion de casa.

Adam: bir tür sonlanma hissi yaratıyor; merkeze dönüş hissini yaratıyor.

Una nación crea música — el compositor solo la arregla.

Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.

Tom no puede creer que María realmente crea eso.

Tom, Mary'nin gerçekten ona inandığına inanamıyor.

Como psicóloga que estudia cómo la gente crea su futuro,

İnsanların geleceklerini nasıl şekillendirdiğini inceleyen

Esto crea una ventana de oportunidad para el joven Vlad.

Bu, genç Vlad için bir fırsat penceresi yarattı

- Haz lo que creas correcto.
- Haga lo que crea correcto.

Doğru olduğuna inandığınız şeyi yapın.

El sistema inmune crea un pequeño entorno de células y proteínas

bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak

Nadie puede creer en Dios hasta que crea en sí mismo.

Kendine inanıncaya kadar Tanrıya inanamazsın.

- La pasión crea el sufrimiento.
- La pasión da lugar al sufrimiento.

Tutku acı yaratır.

Y crea experiencias compartidas positivas que unen más a la gente.

ve insanları birbirine daha da yaklaştıran olumlu ortak deneyimler oluşturur.

La premisa la crea el humorista, que con sus talentos y recursos

Kurguda komedyen yetenek ve kaynaklarını sizin, seyircinin

De ahora en adelante, voy a terminar las cosas cuando lo crea adecuado.

Bundan sonra, anladığım an son vereceğim.

Crea las mareas que han bajado y fluido durante miles de millones de años.

Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.

También crea una orden principesca al nombrar a sus mejores soldados "viteaz" ( que significa valiente).

ayrıca Viteaz (cesurlar) isimli, en iyi askerlerden oluşan bir örgüt kurdu.

El vapor que se acumula durante el día crea tormentas que siguen a la noche.

Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.

Cómo la gente adora al dinero cómo el dinero crea un ambiente falso para ti

insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu

La evaporación de los océanos, lagos y ríos crea el 90% del agua en el aire.

Okyanuslar, göller ve nehirlerden buharlaşma, havadaki suyun% 90'ını oluşturur.

Entonces toma 25 fotos y crea una grabación de video al agregarlas una tras otra en segundos.

Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor

Según Google, esto es así porque la capacidad de Mercator para preservar la forma y ángulos crea

Google'a göre bunun nedeni, Mercator'un şekil ve açıları korumadaki yeteneği,