Examples of using "Conflicto" in a sentence and their turkish translations:
Anlaşmazlık tırmanıyor.
Hep bir ego çatışması
Fransız ihtilali ne zaman oldu ?
Bu çatışmayı çözmek imkansız.
Artık ortam iyice ısınmış, savaş kaçınılmaz olmuştur.
Sorunla yüzleşmek zorunda kalındı.
Bazen insanlar patent sahibi bilim insanı
İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin
Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.
Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.
Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,
Yetişkin olup uyuşmazlık alanında çalışana kadar da
Çatışmayı gerçekten çözmeye çalışmıyorlar. Artık sadece yönetin.
O, babam ve benim aramdaki bir anlaşmazlığın farkındaymış gibi görünmüyor.
Hindistan ve Pakistan arasında ki Keşmir gerginliği ateşleniyor.
Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır.
Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.
"Hanımın nasıl?" anlamına gelen "How's the trouble and strife?" cümlesi, kafiyeli Cockney argosuna bir örnektir.