Examples of using "Coches" in a sentence and their turkish translations:
Arabalar
Onun iki arabası var.
Onun iki arabası var.
Senin kaç tane araban var?
Arabalar pahalı.
Onun iki arabası var.
O bir araba satıcısı.
Bu arabalar bizimdir.
Arabalarınızda kalın.
Bu arabalar büyük.
Tom'un üç arabası var.
- Bu, arabalarla ilgili.
- Bu, arabalar hakkında.
Bazı insanların iki arabası vardır.
Onlar büyük arabaları seviyorlardı.
Ne için dört arabaya ihtiyacın var?
Niçin iki araban var?
Yeni arabaları denemeyi severim.
Arabaların sayısı artmakta.
O, Fransa'da araba satıyor.
Ben eski arabaları severim.
Arabaları satmak benim işimdir.
Cadde arabalarla dolu.
Arabalardan hiçbiri benimki değil.
Sokakta bir sürü araba görürüz.
Bunlar aynı tür araba.
Japonya yabancı ülkelere çokça araba ihraç ediyor.
O araba satar.
Tom araba satıyor.
Japon arabaları çok popülerdir.
Bu arabaların hiçbiri benim değil.
İki arabam var.
Şimdiye kadar kaç tane arabanız oldu?
"Bunlar senin arabaların mı?" "Evet, öyle."
Büyük bir evi ve iki arabası var.
İki araba kavşakta çarpıştılar.
O garaj iki otomobil alacak yere sahip.
Genellikle, Amerikalılar büyük arabaları tercih ederler.
Elektrikli arabalar popüler oluyor.
Tom arabalar hakkında her şeyi biliyor.
Bu yeni arabalar satılık.
Bu yolda küçük bir otomobil trafiği var.
Bu yoldan her zaman çok sayıda araba geçmektedir.
- Üç araban var.
- Üç arabanız var.
Birçok sürücü arabasını karda bıraktı.
Caddenin kesiştiği yerdeki arabalara dikkat et.
Caddeden geçerken arabalara dikkat et.
- Onlar bizim arabalarımız.
- Bu arabalar bizim.
Arabalar birbirlerine çarptılar.
- O iki araba satın almak için yeterince zengin.
- O iki araba alacak kadar zengin.
Bu yeni araba diğer arabalara taş çıkartacak.
Bu bulvar araba ve insan dolu.
Uçaklar tehlikeliyse, otomobiller daha da tehlikeli.
Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti.
İthal otomobillere özel bir vergi koyuldu.
Arabamızın yeterli benzini olup olmadığına bakalım.
Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.
Japonya yabancı ülkelere büyük miktarda araba ihraç eder.
Evler ve arabalar gökyüzünden bakınca küçücük görünüyorlardı.
İthal arabalar için talep daha düşük fiyatlardan dolayı artıyor.
Araba kullanan insanlar emniyet kemeri takmalılar.
Tom araba süremez.
Onların arabalarında "önce Irak sonra Fransa" diye okunan çıkartmalar vardı.
Arabalarından biri mavi, diğerleri ise kırmızı.
Alman arabaları çok popüler.
Arabalardan hiçbiri benimki değil.
Dört çekerli arabalar kaygan ve ıslak düzeylerde direnebilir.
Radyo ve plaklar müziği arabalarımıza, evlerimize getirdi.
Bizim arabamız hızlıydı ve kısa sürede diğer arabaların önüne geçti.
Felipe'nin iki arabası ve bir motosikleti var.
"Bu arabalar senin mi?" "Evet onlar benim.
Sabahın erken saatlerinde genellikle yolda çok fazla araba yoktur.
O, büyük bir ev ve iki arabaya sahipti.
Onun büyük bir evi ve iki arabası var.
Erkek kardeşi arabalardan nefret ederken, o seviyor.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
Kazaya karışan her iki araba tamamen tahrip olmuştu.
Suudi Arabistan'da kadınların araba sürmelerine izin verilmez.
Tom bir araba süremez.