Translation of "Paisaje" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Paisaje" in a sentence and their turkish translations:

El paisaje es magnífico.

Bu manzara muhteşem.

Me gusta este paisaje.

Ben bu manzarayı seviyorum.

- Tomó una foto del precioso paisaje.
- Tomó una fotografía del precioso paisaje.

Güzel manzaranın bir resmini çekti.

El amor por el paisaje,

manzara sevdaları,

El paisaje era indescriptiblemente espléndido.

Görüş, açıklamanın ötesinde görkemli oldu.

Estos árboles esconden el paisaje.

Şu ağaçlar manzarayı örtüyor.

El paisaje es realmente espléndido.

Manzara gerçekten muhteşem.

Eres un paisaje para los sentidos.

- Seni görmek ne güzel.
- Bu ne yakışıklılık!
- Bu ne güzellik böyle.
- Ortalığı yakıyorsun.

El paisaje era plano y monótono.

Manzara tatsız ve monotondu.

Recorriendo profundos barrancos, en un paisaje aislado.

1 saatte okula yürüyerek gidiyor.

Y en el paisaje de Thomas Jefferson,

Ve Thomas Jefferson parkında,

Imaginen un paisaje repleto de pinos y helechos.

Çam ağaçlarıyla ve eğrelti otlarıyla kaplı bir manzara hayal edin.

Este es el paisaje que veo a diario.

günlük olarak bu manzarayı görüyorum.

El paisaje en este entorno es muy bonito.

Buradaki manzara çok güzel.

Aquí vemos nuevamente ese antiguo paisaje volcánico en Pilbara.

İşte tekrar, Pilbara'da yer alan antik volkanik tabiat manzarası.

Pero es difícil cazar en un paisaje tan abierto.

Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.

Hay muchas cosas en el paisaje a nuestro alrededor,

Etrafımızdaki açık alanda çok şey var

Este es el paisaje que he visto hasta ahora.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en güzel manzara.

El sol ilumina el paisaje, el dolor ilumina el alma.

Gün ışığı ortalığı aydınlatır, acılar da ruhu.

Detecta la firma de calor del paisaje y a los animales dentro.

Bu kamera, arazinin yaydığı ısı enerjisini tespit eder. Tabii hayvanlarınkini de.

- Contemplamos fijamente el bello paisaje.
- Nos quedamos atónitos ante el bello panorama.

Güzel sahneyi izledik.

Hay 60 millones de niños abandonados dispersos por el paisaje rural de China.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

Gran parte del paisaje agreste de España cayó bajo control de las Guerrillas.

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

- El escenario era indescriptiblemente bello.
- El paisaje era bello más allá de toda descripción.

Sahne açıklama ötesinde güzeldi.