Translation of "Aprenden" in Turkish

Los alumnos aprenden las frases útiles.

Öğrenciler yararlı ifadeler öğreniyorlar.

Lo niños aprenden de los grandes.

Çocuklar yetişkinlerden öğrenirler.

Ellos aprenden cómo hacerlo sin ser enseñados.

Onlar öğretilmeden yapmayı öğrenirler.

Los pájaros aprenden a volar por instinto.

Kuşlar içgüdüyle uçmayı öğrenirler.

Pues los niños aprenden los idiomas más rápido, ¿no?

çünkü çocuklar daha hızlı öğrenir, değil mi?

Los alumnos aprenden mejor que antes que existieran robots.

Eğitim alanlar, robotlardan önce daha iyi öğreniyordu.

Hice lo que muchas niñas y mujeres aprenden a hacer:

Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.

Esos niños aprenden menos a lo largo del año escolar.

diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.

Sus hijos aprenden menos matemáticas a lo largo del año escolar.

ilerleyen yıllarda daha az matematik öğreniyor.

Que los adultos aprenden idiomas a corto plazo, más rápido que los niños.

yetişkinlerin kısa vadede dili çocuklardan daha hızlı öğrendiklerini buldular.

Los niños aprenden más de lo que eres que de lo que enseñas.

- Çocuklar senin öğrettiklerinden çok senin yaptıklarını öğreniyor.
- Çocuklar sizin öğrettiklerinizden çok sizin yaptıklarınızı öğreniyor.

Los niños aprenden a responder a sonidos rítmicos desde una muy temprana edad.

Çocuklar çok genç yaştan itibaren ritmik seslere cevap vermeyi öğrenirler.

- Los sabios aprenden mucho de sus enemigos.
- El sabio aprende mucho de sus enemigos.

Bilge biri düşmanlarından çok şey öğrenir.

Mientras la ciudad se extiende por el bosque, su hogar, aprenden a sobrevivir en las calles.

Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.

Que los hombres no aprenden mucho de las lecciones de la historia es la más importante de todas las lecciones que la historia tiene por enseñar.

İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.