Examples of using "Aguanto" in a sentence and their turkish translations:
Ona artık katlanamıyorum.
Daha fazla dayanamıyorum!
Ben bu hakaretlere dayanamam.
Bu ısıya dayanamam.
Ona daha fazla katlanamam.
- Bu acıya katlanamıyorum.
- Bu acıya dayanamıyorum.
- Bu ağrıya dayanamıyorum.
Bitişikte yaşayan adamdan nefret ediyorum.
Ben onun yorumlarına tahammül edemiyorum.
- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.
Ben bu acıya artık dayanamıyorum.
Onunla çalışmaya dayanamam.
O gürültüye daha fazla dayanamam.
Bu adama katlanamıyorum.
Bu soğuğa dayanamam.
Bu rutine daha fazla dayanamam.
Bu tür insanlara dayanamam.
Ona tahammül edemiyorum.
Ben buna katlanamam.
Bu tür bir politikacıya katlanamam.
Bu diş ağrısına dayanamıyorum.
Artık o boktan şarkıyı dinlemeye tahammül edemem!
Bu gürültüye katlanamam.
Siz koltuğunuzu bulana kadar sizin için tutayım
"Artık dayanamıyorum!" "Sakin ol. En kısa sürede geleceğim."
Şu adama tahammül edemiyorum.
- Ona katlanamıyorum.
- Ona tahammül edemiyorum.
Bu oda çalışmak için fazla sıcak. Artık buna dayanamıyorum.
Artık acıya tahammül edemiyorum
Artık bu gürültüye dayanamam.
Bu gürültüye katlanamam.
- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.
Onun kabalığına dayanamıyorum.
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
Neyden nefret ettiğimi biliyor musun? Örümceklerden nefret ederim.