Translation of "Calor" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Calor" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Tienes calor?
- ¿Tenéis calor?

Sıcakladın mı?

- ¿Tú no tienes calor?
- ¿No tienes calor?
- ¿No tiene calor?
- ¿Usted no tiene calor?
- ¿No tienen calor?
- ¿No tenéis calor?
- ¿Ustedes no tienen calor?
- ¿Vosotros no tenéis calor?

Kızgın değil misin?

- Hoy hace calor.
- Está haciendo calor hoy.
- Hace calor hoy.

- Hava bugün sıcak.
- Bugün hava sıcak.

Y aún hace calor. Mucho calor.

Ve hâlâ çok sıcak. Çok sıcak.

- Ayer hacía calor.
- Ayer hizo calor.

- Dün sıcaktı.
- Dün hava sıcaktı.

- Hoy hace calor.
- Hace calor hoy.

- Hava bugün sıcak.
- Bugün hava sıcak.

Hacía calor

Çok sıcaktı.

¡Qué calor!

Sıcak!

Tengo calor.

Ben sıcaklıyorum.

Tenían calor.

Sıcaklamışlardı.

Hace calor.

Hava sıcak.

Tenemos calor.

Süperiz.

Si hace calor

sıcak olmasından kaynaklı ise

Hoy hace calor.

Bugün hava sıcak.

Ayer hacía calor.

Dün hava sıcaktı.

¡Qué calor hace!

Nasıl da sıcak!

¿Hará calor mañana?

Yarın sıcak olacak mı?

Anoche hizo calor.

Dün gece sıcaktı.

Tom tenía calor.

Tom sıcaktı.

Hacía calor fuera.

Hava dışarıda sıcaktı.

Ayer hizo calor.

Dün sıcaktı.

Hace calor aquí.

Burası sıcak.

El calor aprieta.

Isı açık.

¿No tenéis calor?

- Sıcaklamadınız mı?
- Sıcaktan bunalmadınız mı?

¿Hace calor afuera?

Dışarısı sıcak mı?

¿Tiene calor Tom?

Tom ateşli mi?

¿Mañana hará calor?

Yarın sıcak olacak mı?

Hace demasiado calor.

Çok sıcak.

Hacía mucho calor.

Çok sıcaktı.

- Empieza a hacer más calor.
- Está haciendo más calor.

Hava ısınıyor.

- ¡Hace un calor de la hostia!
- ¡Hace un calor de cagarse!
- Hace un calor del carajo.
- Hace un puto calor de madre.

Çok pis sıcak.

- Hoy no hace mucho calor.
- Hoy no hace tanto calor.

Bugün çok sıcak değil.

El calor del fuego.

ya da ateşin sıcaklığı gibi.

Calor, comida y seguridad.

Sıcaklık, yiyecek... ...ve güvenlik.

El calor me afectó.

Sıcaktan etkilendim.

El calor es intenso.

Isı yoğun.

Hace mucho calor, ¿verdad?

Çok sıcak değil mi?

¿Hace calor por allá?

Oradaki sıcak mı?

Es sensible al calor.

O, ısıya duyarlıdır.

No aguanto este calor.

Bu ısıya dayanamam.

Hace un calor insoportable.

Hava dayanılmaz sıcak.

Allí hace mucho calor.

Hava orada gerçekten çok sıcak.

Este calor es insoportable.

Bu sıcaklık dayanılmaz.

Hace calor aquí abajo.

Hava burada sıcak.

Hoy hace mucho calor.

Bugün çok sıcak.

¿Tienen todos ustedes calor?

Hepiniz sıcakladınız mı?

Hoy hace calor, ¿cierto?

Bugün sıcak, değil mi?

Hace calor hoy, ¿no?

Bugün hava sıcak değil mi?

Me gusta el calor.

Ben ısıyı severim.

Estaba acostumbrado al calor.

- Sıcağa alışkındım.
- Ben sıcağa alışkındım.

Hoy hace bastante calor.

Hava bugün oldukça sıcak.

Hace mucho calor aquí.

Hava burada çok sıcak.

El calor era insoportable.

Isı dayanılmazdı.

Las ampolletas emiten calor.

Ampuller ısı yayar.

No hacía mucho calor.

Çok sıcak değildi.

¡Jodida ola de calor!

Lanet sıcak hava dalgası!

Me acostumbré al calor.

Sıcağa alıştım.

Hace bastante calor hoy.

Bugün hava oldukça sıcak.

Mañana hará más calor.

Yarın daha sıcak olacak.

Hace calor ahí fuera.

- Dışarısı sıcak.
- Dışarıda hava sıcak.

Últimamente ha hecho calor.

Bu aralar hava sıcak.

- Va haciendo más calor día a día.
- Cada día hace más calor.

Günden güne hava ısınıyor.

- En esta habitación hace demasiado calor.
- En este cuarto hace demasiado calor.

Bu oda çok sıcak.

Esto generará fuego y calor

Bu hem ateş hem de ısı kaynağı olacak

Y el resto en calor,

kalan ise ısıya dönüştürülüyor,

¿Hace bastante calor para bañarse?

Yüzmeye gitmek için hava yeterince sıcak mı?

Estábamos sudando con el calor.

Biz sıcakta terliyorduk.

Suele hacer calor en julio.

Hava temmuzda genellikle sıcaktır.

No hacía mucho calor anoche.

Dün gece çok sıcak değildi.

Tom odia que haga calor.

Tom havanın sıcak olmasından nefret eder.

Hace demasiado calor para trabajar.

Hava çalışılmayacak kadar çok sıcak.

Hace demasiado calor para mí.

Hava benim için çok sıcak.

Hoy hace un calor horrible.

Bugün hava korkunç sıcak.

Creo que hoy hará calor.

Sanırım hava bugün sıcak olacak.

¿Por qué hace tanto calor?

Neden bu kadar sıcak?

Tom se desmayó del calor.

Tom sıcaktan bayıldı.

Hace mucho calor hoy, ¿no?

Bugün hava çok sıcak, değil mi?

Estamos sudando en la calor.

Biz sıcakta terliyoruz.

Cada día hace más calor.

Her gün hava gittikçe ısınıyor.

Mañana va a hacer calor.

Yarın sıcak olacak.

Hace calor esta mañana, ¿no?

Bu sabah sıcak değil mi?

Hoy hace un calor terrible.

Isı bugün korkunç.