Examples of using "¿sabías" in a sentence and their turkish translations:
biliyor muydunuz?
Onu biliyor muydunuz?
Onu bilmiyor muydun?
Evli olduğumu biliyordun.
Sen alfabeyi biliyordun.
Bunu zaten biliyordun, değil mi?
Benim bir Fransız olduğumu biliyor muydun?
- Onu sen de bilmiyordun.
- Onu siz de bilmiyordunuz.
Onu gerçekten bilmiyor muydun?
Onun bir kat mülkiyeti aldığını biliyor muydun?
Onu bilmediğini düşündüm.
Burada olduğumu biliyordun.
Benim suçsuz olduğumu biliyordun, değil mi?
Fransızca konuşabildiğini sandım.
Yeni bir kız arkadaşım var; tanımıyor musun?
Sadece bunu bilip bilmediğini görmek istedim.
Senin onu bildiğine eminim.
Sadece bilip bilmediğini anlamak istedim.
Araba kullanmayı bilmediğinden haberim yoktu.
Tom'un ehliyeti olmadığını biliyor muydun?
Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun?
Onun kahve yapmada iyi olduğunu biliyor muydun?
- Eminim bunu bilmiyordun.
- Bahse girerim sen bunu bilmiyordun.
Bana bilmediğini söyleme.
Tom ve Mary'nin flört ettiklerini biliyor muydun?
Bu dağda tilkilerin yaşadığını biliyor muydun?
Tom ve Mary'nin kuzen olduğunu biliyor muydun?
Bildiğini bile bilmiyordum.
Kaplumbağaların yumurtladığını bilmiyor muydun?
Tom'un Avustralya'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?
Tom'un araba kullanamadığını bilmiyor muydun?
"Enayi"nin sözlükte olmadığını biliyor muydun?
Tom'un başkasıyla görüştüğünü biliyor muydunuz?
Onun kahve yapmada iyi olduğunu biliyor muydunuz?
Tom'un kasabadan ayrıldığını biliyor muydun?
- Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydun?
- Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydunuz?
Tom'un yeni bir araba aldığını biliyor muydun?
Bu kadar iyi yemek pişirebildiğini bilmiyordum, Tom.
İki yaşındayken, ona kadar sayılabilirdin.
Tom'un geçen hafta evlendiğini biliyor muydun?
Tom'un üç yıldır komada olduğunu biliyor muydun?
Tom ve Mary'nin önceden evli olduklarını biliyor muydun?
Çürük yumurtaların yüzdüğünü biliyor muydun?
Tom'un Mary'yi sevmediğini nasıl bildiniz?
Fransızca konuşabildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- Sen onun olanaksız olduğunu biliyordun ve o zaman bile denedin.
- İmkansız olduğunu biliyordun ve yine de denedin.
Tom'un Boston'da bir evi olduğunu bilmiyor muydun?
Karısının onu bir sütçüyle aldattığını biliyor muydun?
Etçil kaplumbağaların olduğunu biliyor muydun?
- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydunuz?
- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydun?
Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydunuz?
Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?
Julia'nın 10 yıl Moskova'da yaşadığını biliyor muydun? Bu nedenle o kadar iyi Rusça konuşur.
Araba sürebileceğini bilmiyordum.
- Burada olduğumuzu nereden biliyordun?
- Burada olduğumuzu nasıl bildin?
Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?