Translation of "¡saltar" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "¡saltar" in a sentence and their turkish translations:

¡Podrían saltar!

yayabilirmiş!

Puedo saltar.

Zıplayabilirim.

Voy a saltar.

Atlayacağım.

Le vi saltar.

Onu atladığını gördüm.

Saltar al otro lado.

diğer tarafa atlayın.

O... arriesgarme... ¡Y saltar!

Ya da... Şansımı denerim... Ve atlarım.

Ella puede saltar alto.

O yüksek sıçrayabilir.

Vi al hombre saltar.

Adamın atladığını gördüm.

Fui aficionado a saltar.

Ben bir atlama hayranıydım.

"Saltar al otro lado" implica

"Diğer tarafa atlayın" ifadesinin

Bien, preparémonos. Prepárense para saltar.

Pekâlâ, bunun için hazırlanalım. Atlamak için hazır olun.

¿Cómo puedo saltar tan alto?

O kadar yükseğe nasıl zıplayabilirim?

Tengo que saltar desde aquí.

Buradan atlamak zorundayım.

Debería saltar sobre toda esta nieve.

Tüm bu buzun ve karın üzerinden kayıp geçmeliyim.

Significa que pueden saltar y atacarlos.

saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

Me da miedo saltar la zanja.

Hendeğin üzerinden atlamaya korkuyorum.

Deja de saltar en la cama.

Yatağa atlamaktan vazgeç.

Usted no debe saltar a conclusiones.

Sonuçlara atlamamalısın.

Sami quería saltar desde el puente.

Sami köprüden atlamak istedi.

Haz click aquí para saltar este anuncio.

Bu reklamı es geçmek için buraya tıkla.

Yo no quería saltar al agua fría.

Soğuk suya atlamak istemedim.

- Una pulga puede saltar doscientas veces su propio tamaño.
- Una pulga puede saltar doscientas veces su propia altura.

Bir pire kendi yüksekliğinde 200 kere atlayabilir.

¿Así que quieren saltar? Es un gran salto.

Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.

La niña tenía miedo de saltar del tejado.

Kız çatıdan aşağıya atlamaya korkuyordu.

No puedo saltar al mar. No sé nadar.

Denize atlayamam. Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.

Es peligroso saltar de un tren en marcha.

Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.

Puedo saltar, remontar el vuelo y no tengo miedo

Atlayabilirim, çıkabilirim ve korkmuyorum

Significa que tienen el poder de saltar y atacarlos.

saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

A mi hija le encanta saltar a la cuerda.

Kızım ip atlamayı sever.

Vi a un perro blanco saltar sobre la cerca.

Çitin üzerinden atlayan beyaz bir köpek gördüm.

Vio al chico saltar la valla e irse corriendo.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.

Vi al niño saltar la cerca y salir corriendo.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördüm.

- Piensa antes de saltar.
- Mira bien lo que haces.

Sıçramadan önce düşün.

- ¿A qué altura puedes saltar?
- ¿Qué tan alto puedes brincar?

- Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
- Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?

- Ten cuidado con lo que haces.
- Mira antes de saltar.

- Atlamadan önce bak.
- Hareket etmeden önce iyice düşün.

- A la mayoría de los niños les gusta saltar la cuerda.
- A la mayoría de los niños les gusta saltar a la comba.

Çocukların çoğu ip atlamayı sever.

Saltar del puente y vadear a tierra bajo el fuego enemigo.

, köprüden atladı ve düşman ateşi altında kıyıya doğru ilerledi

Tom le dijo a sus hijos que dejaran de saltar sobre la cama.

Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.

La cosa más peligrosa que Tom ha intentado hacer jamás fue saltar en bungee.

Tom'un şimdiye kadar yapmaya çalıştığı en tehlikeli şey bangee jumping'tir.

Cuando llevan la cabeza atrás y se enroscan, tienen el poder de saltar hacia adelante y atacar.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

Tom desearía haber tenido el valor de saltar al río y salvar al bebé que se había caído.

Tom nehre atlama cesaretinin olmasını ve düşen bebeği kurtarmayı istemişti.