Examples of using "упасть" in a sentence and their turkish translations:
Düşmemeye çalışın.
Ağaç düşmek üzereydi.
Büyükannem düşmekten korkuyor.
Bir uçurumdan düşmeni diliyorum.
Bina her an çökebilir.
İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.
ayaktaysak mutlaka ama mutlaka yere çökmeliyiz
Ağaç her an düşmeye hazırdı.
Kaza geliyorum demez.
Onun düşmesine izin vermeyin.
Tom onu düşmekten korumak için Mary'yi yakaladı.
O kolumu tuttu bu yüzden düşmedi.
Ben bayılabilirim.
Arabası nehre düşmeden önce birkaç kez döndü.
Tom ayağı takılıp düşmemek için çok çalışıyor.
Onun düşebileceğinden korktum.
eğer'ki buzul kütlenin üzerine çıkıp devam edersek dünyadan aşağıya düşebiliriz
o zaman bir süre sonra bizim dünyanın sonuna gittiğimizde aşağıya düşmemiz gerekmez mi?
Konser alanı o kadar geniş bir seyirci kitlesiyle doluydu ki, ayakta duracak yer bile yoktu.
Oda çok kalabalıktı.