Examples of using "свободе" in a sentence and their turkish translations:
Tüm farkı özgürlük yaratıyor.
Tüm farkı özgürlük yaratıyor
- Hâlâ yakalanmadı.
- Hâlâ özgür.
Bana özgürlüğü mü anlatmak istedin?
- Sana özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
- Sana özgürlük yolunu göstereceğim.
- Size özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
ve sonunda, dışarıdasın.
En büyük mutluluk, özgürlükte yatar.
Özgürlük aşkı bizi buraya getirdi.
Kaçan tutuklu hâlâ kaçak.
Evcil kuşlar özgürlüğü hayal eder. Vahşi kuşlar uçar!
tutuksuz bir şekilde davası için savaşabiliyor.
Tom serbest kalana kadar dinlenemeyiz.
Masum bir adamı hapishaneye göndermek bir suçluyu serbest bırakmaktan daha kötüdür.