Examples of using "покажу" in a sentence and their turkish translations:
Sana göstereceğim.
Sana göstereceğim.
Bak, sana göstereceğim.
Sana göstereceğim.
Sana daha sonra göstereceğim.
Sana göstereyim.
Seni gezdireceğim.
Sana etrafı göstereceğim.
Sihirli bir numara görmek ister misin?
Sana şehri gezdireceğim.
Sana yapma yöntemini göstereceğim.
Onu sana göstereceğim.
Onu onlara göstereceğim.
Onu sana göstermeme izin ver.
Sana gösterecem.
Size çıkış yolunu göstereceğim.
Ah, sana göstereyim.
Sana bir şey göstereceğim.
Ben size odanızı göstereceğim.
Sana bazı resimler göstereceğim.
Sana Bostonu gezdireyim.
Onun nerede olduğunu size göstereceğim.
Sana şehri gezdireyim.
Ben sana odamı göstereceğim.
Mutfağın nerede olduğunu sana göstereceğim.
Sizlere, görmemeyi başaramayacağınız
Ben sana şehri göstereceğim.
Ben onu Tom'a göstereceğim.
Sana birkaç tane göstereceğim.
Tom'a yolu göstereceğim.
Onu ona göstereceğim.
Onu ona göstereceğim.
Sana resmi göstereceğim.
Gel, sana göstereceğim.
Ben, istasyona giden yolu size göstereceğim.
Sana etrafı göstereyim.
Nasıl balık yakalayacağını sana göstereceğim.
Sana bugün aldığımı göstereyim.
- Sana bunun nasıl çalıştığını göstereceğim.
- Size bunun nasıl çalışığını göstereceğim.
- Sana özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
- Sana özgürlük yolunu göstereceğim.
- Size özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
Sana bizim evin etrafını göstereyim.
Ne yapabileceğimi sana göstereceğim.
Onu nasıl yapacağını Tom'a göstereceğim.
Size birkaç örnek göstereceğim
Sana bir şey göstereceğim.
Sana fotoğrafı göstereceğim.
Nerede olduğunu sana göstereceğim.
Bu oldukça basit. Sana göstereyim.
Sana albümümü göstereceğim.
Size yolu göstereyim.
Ben size yolu göstereceğim.
Onu nereye koyacağını sana göstereyim.
Bunu nasıl yapacağını sana göstereyim.
Sana yeni dairemi göstereyim.
Sana yeni evimi göstereyim.
Onu nasıl halledeceğini sana göstereceğim.
Bunu nasıl yaptığımızı sana göstereceğim.
Sana yeni arabamı göstereceğim.
Buraya gel, ve sana göstereceğim.
Parka nasıl gidileceğini sana göstereceğim.
- Sana çalıştığım yeri göstereceğim.
- Sana nerede çalıştığımı göstereceğim.
Size oraya nasıl gideceğinizi göstereceğim.
Bunu nerede bulduğumu sana tam olarak göstereceğim.
Buraya gel. Sana bir şey göstereceğim.
Sana nerede saklanabileceğimizi göstereceğim.
Bunun nasıl yapıldığını sana göstereyim.
Bu çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı sana göstereyim.
- Gel de sana benim kim olduğumu göstereyim.
- Gel de sana kim olduğumu göstereyim.
Beni takip et ve sana yolu göstereceğim.
Buraya gel, sana göstereceğim başka bir şey var.
Dikkatlice bak. Nasıl yapıldığını sana göstereceğim.
Size asansörün yolunu göstermeme izin verin.
Ben sana altını kumdan nasıl ayıracağımı göstereceğim.
Dikkatle izle. Onun nasıl yapıldığını sana göstereceğim.
Dur sana bir şey göstereyim.
ve beyin lazeri yapmaktan daha faydalı olan bir şey göstereceğim.
Sana, yabancı dil öğrenmede yeni bir yaklaşım göstereceğim.
Bunu senin için kanıtlayacağım.
Sana insanın küllerinden yeniden doğabileceğini göstereceğim.
Bunu Tom'a göstereceğim.
Bana izin ver sana soğanları nasıl ağlamadan keseceğini göstereyim.
Ben sana bir ders vereceğim!
- Beni bir dahaki sefere görmeye geldiğinde sana kitabı göstereceğim.
- Beni bir daha görmeye geldiğinde kitabı sana gösteririm.
Onu nasıl yapacağını sana göstereyim.
Yapmanı istediğim şeyi nasıl yapacağını sana göstereyim.
Bana yakar da seni yanıtlayayım; bilmediğin büyük, akılalmaz şeyleri sana bildireyim.
"Size Mareşal olmadan önce bir el bombası olduğumu göstereceğim ve hala öyleyim!"
Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum'u dökeceğim. Göklerde ve yeryüzünde, kan, ateş ve duman sütunlarından belirtiler göstereceğim. RAB'bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce güneş kararacak, ay kan rengine dönecek. O zaman RAB'bi adıyla çağıran herkes kurtulacak.