Examples of using "увидела" in a sentence and their turkish translations:
O bir yılan gördü.
O bir fare gördü.
Mary bir fare gördü.
Onun bunu görmesini istiyorum.
ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu
Dün o, uzun bir adam gördü.
O, istasyonda onu gördü.
O, aynada kendini gördü.
O beni görmeden önce onu gördüm.
aynı olayın yaşandığını gördüm.
O beni çıplak görünce kahkaha patlattı.
Onun bunları görmesini istiyorum.
O, beni görmeden geçti.
Onun bunu görmesini istiyorum.
O, hayalet görünce şaşırdı.
O bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Çok geç! O, bizi çoktan gördü.
- Çok geç! O, bizi görmüş.
O, örümceği gördüğünde Mary'nin tepkisini gördün mü?
Kız annesini gördüğü anda gözyaşlarına boğuldu.
Bu robotlardan biriyle ilk tanışmam
Mary beni gördüğünde bana yaklaştı.
Neden çok korkuyorsun? Ne gördün?
Kate büyük bir köpek gördüğünde şaşırdı.
Türkçe konuşan bir turist grubu gördüm.
O geldi, o gördü - ve o bir şey söylemedi.
Tom'un kız arkadaşı onu başka bir kızla gördü.
Skura gözünü açtığında Yanni'yi orasını burasını mıncıklarken buldu.
Bunu ilk gördüğümde dehşete kapıldım.
Bunu görür görmez şöyle düşündüm:
Yardıma ihtiyaçlarının benim kürsüde
Köpek beni görür görmez, havlamaya başladı.
Gördüm.
Güzel bir kuş gördüm.
O, etrafına baktı, ama hiçbir şey göremedi.
O gün kocamı ilk kez görmüştüm.
Seni gördüğümde ip atlıyordun.
Hiçbir şey görmedi.
O bir hayalet görmüş gibi hissetti.
Gördüğüne inanamadı.
Leyla pencereden dışarı baktı ve Sami'nin arabasını gördü.
Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim
O, çocuklarını asla tekrar görmeyecekti.
Mary, Tom ve Conchita'yı el ele tutuşurlarken gördü.
Tom, Mary'nin onu sigara içerken görmesini istemedi.
Kız gözlerini açtı, ayıyı gördü ve pencereye doğru koştu.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
Otobüsü gördüm.
Burada ne gördüğünü annene anlatma.
O, okul dışında, evi olmayan, karton kutularda yaşayan insanları gördü.
O gözlerini açtığında onun gördüğü ilk kişi bendim.
Sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.
Onu gördüğüme memnun oldum.
Onun cesedini yerde görür görmez polisi aradım.
Ne görmemi istiyorsun?
O insanların aç olduğunu gördüğünde, onlar için yiyecek istedi.
Mary, Tom'u çıplak görünce gülmeye başladı.
O, girişte genç bir adam gördü.
Pencereden dışarı bakarken bir gökkuşağı gördüm.
Bir patlama gördüm.
- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
O beni görmeden önce onu gördüm.
Annesinin ona kızgın olmadığını gördüğünde onun gözleri sevinçle parlıyordu.
Enjektörü görünceye kadar sakindim.
Bugün bir balina kuyruğu gördüm.
Ben bir şey görmedim.
İki hafta geçti ve ben seni görmedim.
Kimseyi görmedim.
Tom'un yüzünü gördüm.
Tom'un babasını gördüm.
- Beni görmeni istedim.
- Beni görmenizi istedim.
Samanyolu'nu ilk gördüğüm geceyi hatırlıyorum.
Kanı gördüğünde neredeyse bayılıyordu.
Seni ilk gördüğüm günden beri seni seviyorum.
Listede adımı gördüm.
Her şeyi göremiyordum.
O, beni görür görmez ağlamaya başladı.
Teknenin battığını gördüm.
Arabanın patladığını gördüm.
Çatının üstünde ay gördüm.
Onun olduğunu gördüm.
Onu mağazada gördüm.
Onu haberde gördüm.
Ben Tom'la Mary'yi gördüm.
Erkek kardeşini bir daha hiç görmedi.
Sonbaharda, günler daha kısaldığında ve geceler daha soğuduğunda, o, ilk ayazın yaprakları parlak sarı ve portakal ve kırmızıya dönüştürmesini izledi.
- Bir şey görmeni istiyorum.
- Bir şey görmenizi istiyorum.
Tom'un onu nasıl yaptığını gördüm.
Seni dün cenaze töreninde gördüm.
Tom'un gözlerinde korku gördüm.
Şırıngayı görene kadar sakindim.
Gözlerinde korku gördüm.
- Az önce bir hayalet görmüş gibi gibisin.
- Az önce bir hayalet görmüş gibisiniz.
- Bunu görmeni istiyorum.
- Bunu görmenizi istiyorum.
Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi.