Examples of using "проклятие" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir lanet.
Lanet kırıldı.
bir lanet var gibi sanki
- Hiç işlemeyip de aylak aylak gezinen insan lanetlenmiş gibidir.
- Miskinlik insanoğlunun kara büyüsüdür.
Bir de şey sorusu var hazinenin laneti var mı?
Tanrı'nın yasası rüşvet alanları lanetler.
Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.
Bu televizyonda çok kötü ve kalitesiz bir program görülünce söylenen komik bir beddua.
Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.