Examples of using "сокровища" in a sentence and their turkish translations:
Karun hazinesinin küçük bir kısmı
Kütüphanedeki bazı kitaplar birer hazinedir.
Hazine, korsanlar tarafından çalındı.
Hazinelerin nerede saklandığı bilinmemektedir.
O, hazineyi çaldığını itiraf etti.
Bu hazinenin ilk kısmı nasıl ortaya çıktı?
Tom hazineyi nereye gömdüğünü hatırlayamıyor.
Bir de şey sorusu var hazinenin laneti var mı?
Artık Karun'un hazinesi ülkemizde sergileniyordu
Umarım tüm Karun hazinesi resmi yollarla
Hazine için orayı burayı kazdılar.
Hazine payınla ne yapacaksın?
Bu devasa hazinenin devamı var mı sorusunun cevabı
Tom sonunda hazinenin nerede olduğunu çözdü.
Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.
Hazineyi nereye gömdüğümüzü hiç kimsenin bulmasını istemiyorum.
Ya bu Karun hazinesinin en değerli parçası olan bir kanatlı denizatı broşü vardı
Rahipleri katlettikleri, hazineleri ve kutsal emanetleri çaldıkları Kutsal Ada olarak bilinen Lindisfarne'a
"Hazineyi neden seninle paylaşmalıyım?" "Bir anlaşmamız olduğunu düşünmüştüm."