Examples of using "права" in a sentence and their turkish translations:
Kadın hakları, insan haklarıdır.
Kadın haklı.
Mary haklı.
Anne haklı.
Kız haklı.
- Bir sürücü belgesine sahip misin?
- Sürücü belgeniz var mı?
- Şoför ehliyetiniz var mı?
ki ben haklıyım çünkü hep haklıyımdır,
Haklarını biliyorsun.
Haklarımı biliyorum.
Hakkın yok.
Ehliyetimi kaybettim.
Vicky haklıydı.
pramit'in en tepesinde
Parti her zaman haklıdır.
Annem her zaman haklıdır.
Haklıydı.
Annen haklı.
Her hakkı saklıdır.
İnsan hakları evrenseldir.
Annen haklı.
Ehliyetimi kaybettim.
Kesinlikle o doğrudur.
Tom'un bir ehliyete ihtiyacı var.
Nasıl bir sürücü belgesi alabilirim?
- Ben sonunda bir sürücü belgesi aldım.
- Sonunda ehliyet aldım.
O bir sürücü ehliyeti almak istiyor.
Sonunda ehliyetimi aldım.
Tom bir ehliyet alamayacak kadar çok genç.
en temel insan haklarını,
göçmenlerin haklarını, çevreyi,
sivil hakları için savaşıyorlardı .
o kısmın haklarını kısıtlıyor
Sürücü belgenin kullanım süresi doldu.
Bence o kusursuzdur.
O, haklı olduğunu iddia etti.
- Ben doğru muyum?
- Ben haklı mıyım?
Sonunda bir ehliyet aldım.
Onların hakları nelerdir?
Üzgünüm ama Mary haklı.
Tom kendi haklarını biliyor.
Haklarımızı biliyoruz.
Mary kesinlikle haklıydı.
Haklarım var.
Hakkın için savaş.
Tom'un hakları ihlal edildi.
- Doğru söylüyorsun.
- Haklısın.
Annesi haklıydı.
İşte benim sürücü belgem.
Tom bir ehliyet almak istedi.
Haklı olmalı.
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
O her zaman haklı olduğunu düşünüyor.
Hak verilmez, alınır.
Ben haklı olduğumu düşünüyorum.
Bunu yapmak için hiçbir hakkı yoktu.
Öyle söylemeye hakkın yok.
Tom'un onu söylemeye hakkı yok.
Tom'un ehliyetini ne zaman aldığını biliyor musun?
Müdahale etme hakkım yoktu.
Onun haklı olduğundan oldukça eminim.
Bunu söylemeye hakkın yok.
Bunu demeye hakkın yok.
Oraya gitmeye hakkınız yok.
Tom Mary'nin haklı olduğunu düşünmüyor.
Ve kız kardeşim haklıydı.
Araba sürmek için bir ehliyete ihtiyacın var.
Azınlık haklarını korumalıyız.
Bütün insanların eşit hakları vardır.
Yanıt verme hakkın yok.
Lütfen bana ehliyetini göster.
O hatalıdır.
O, hukuk alanında üstad derecesi aldı.
Polis Tom'a haklarını okudu.
Maalesef, Nancy haklıydı.
Ben senin ehliyetini görebilir miyim?
Onun haklı olduğunu sanmıyorum.
Çocukların da hakları var.
Tom ehliyet almak istiyor.
Kabul edelim ki,Tom, Mary haklıydı.
- Papanın evlenme hakkı yoktur.
- Papa evlenemez.
Onun haklı olduğunu itiraf ettim.
Ben sürüş testinde başarısız oldum.
Belirli haklarım var.
Ehliyetimi yenilettirmek zorundayım.
Tom, miras iddiasında bulundu.
Tom, Mary'nin haklı olduğunu biliyor.
Vatandaşlık haklarımı ihlal ediyorsun.
Onlar bizim haklarımıza saygı göstermeliler.
- Tom Mary'nin haklı olduğunu fark etti.
- Tom, Mary'nin haklı olduğunu fark etti.
Kadınların oy kullanma hakkı yoktu.
- Tom, Mary'nin haklı olduğunu biliyordu.
- Tom Mary'nin haklı olduğunu biliyordu.
Onun sessiz olma hakkı yoktu.
Onların da hakları var.