Examples of using "очевидно»" in a sentence and their turkish translations:
Tom açıkça yalan söylüyor.
Belli ki, fikrini değiştirdin.
O aşikar.
Onun hasta olduğu bellidir.
Açık değil mi?
Bence bu açık.
Belli ki anlamıyorsun.
Açıkçası ben bir hata yaptım.
O belli miydi?
Yalan söylediğin apaçık.
Belli ki yalan söylüyor.
Belli ki, o hasta.
Tom belli ki bir acemi.
Bu apaçık bir hata.
O belirgindi.
- Bu oldukça açık.
- O oldukça açık.
Çok açık.
- Bu o kadar açık mı?
- O kadar belli oluyor mu?
Bu açıkça kaçınılmaz.
Bu açıkça bir zaman kaybı.
Onun bir hata yaptığı aşikar.
ve belli ki böyle kişiler var --
Bu, onun yalan söylediğinin kanıtıdır.
Görünüşe göre ateşim var.
Açıkçası o hatalı.
Açıkçası, o suçlu.
Onun suçlu olduğu açıktır.
Açık olduğunu sanıyordum.
Belli ki Tom'un başı dertte.
Görünüşe göre çok meşgulsün.
Açıkçası bir şakaydı.
Açıkçası o kötü bir örnek.
Bu açıkça kötü bir örnek.
Şüphesiz, orada bir problem var.
Görünüşe göre bu iyi bir cümle.
Eh, o artık belli.
Yalan söylediğin belli.
O çok belliydi.
O açıkçası benden daha güzel.
Onun yalan söylediği açık.
Açık değil mi?
Belki de belliydi.
Görünüşe göre fazla değişmemiş.
Hatalı olduğun ortada.
Görünüşe göre haklısın.
Açıkçası bu bir dolandırıcılık.
Açıkçası yanlış bilgilendirildin.
Açıkçası, bir sorun var.
Bunun bir yalan olduğu açık.
Görünüşe göre hiç kimse fark etmedi.
Fail, açık biçimde deliydi.
Tom açıkçası etkilendi.
Tom görünüşe göre erken ayrıldı.
Tom görünüşe göre kazanmadı.
- Bu apaçık ortadaydı.
- Bu oldukça belliydi.
Tom görünüşe göre bunu yapmak istemiyor.
ve kendi kendini kanıtlaması.
Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.
Onun onu yaptığı bellidir.
Onun aşık olduğu herkese aşikar.
Açıkça, Tom gitmek istemedi.
Açıkçası bir tür hata olacak.
Tom'un Mary'yi sevmediği belli.
Tom'un hiçbir şey bilmediği belli.
Kabak gibi ortada.
Onun oldukça açık olduğunu düşündüm.
Görünüşe göre, Tom bir öğretmendi.
"O yalan mı söylüyor?" - "Açıkçası, evet."
Sanırım o oldukça açık.
Açıkçası, ben biraz şaşkına döndüm.
Açıkçası beni hatırlamıyorsun.
Bu herkes için açık değil mi?
Mantık açıkça senin güçlü noktandır.
Açıkçası , o, o tür bir insan değil.
Tom'un zengin bir adam olduğu belliydi.
Tom'un ayrılmak istemediği açıktı.
Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.
Biliyorsun, belli ki tam bir kurgu.
Onun ne yapmaya çalıştığı belli.
Herkese açıktır.
Muhtemelen dalga geçiyorsunuz.
Onun onu sevdiği çok açık.
Ancak ülke şekillerinin artık bozulmuş olduğunu görebilirsiniz.
Bir sorunumuz olduğu oldukça açık.
Tom açıkçası Mary'nin onu sevdiğini biliyor.
Artık ilgilenmediğin belli.