Examples of using "оставив" in a sentence and their turkish translations:
Tom temiz bir firar yaptı.
Tom haber vermeden ayrıldı.
Tom mirasçı bırakmadan öldü.
Hırsız hiçbir iz bırakmadan kaçtı.
Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
O öldü ve oğluna bir servet bıraktı.
O, onu yalnız bırakarak caddenin karşısına koştu.
Odayı penceresi açıkken terk etme.
Tom Mary'yi John'la tek başına bırakarak gitti.
Tom ve Mary John'u yalnız bırakarak çıktılar.
Tom kalktı, çekip gitti, Mary'yi yalnız bıraktı.
Anahtarı arabada bırakmak senin dikkatsizliğindi.
Babam büyük bir miktar para bırakarak öldü.
Tom ve Mary John'u yalnız bırakarak odadan çıktılar.
Kendimi dışarıda kilitledim.
Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.
Bob topladığı pulların neredeyse tümünü Tina'ya verdi ve kendisine sadece birkaç tane ayırdı.