Examples of using "состояние" in a sentence and their turkish translations:
Durumu iyileşiyor.
Onlar bir servete mal oluyorlar.
Tom'un durumu hızla kötüleşiyor.
yoksa devlet midir
Hastanın durumu daha iyiye doğru yöneldi.
Şimdi durum nedir?
Tom'un durumu daha da kötüleşti.
- Tom'un durum kötüye gitmektedir.
- Tom'un durumu kötüleşmektedir.
Tom'un durumu iyileşti.
Durumun nasıl?
Mutluluğumuz ve mutsuzluğumuza karar veren şey
Hastaların durumu her gün değişir.
O büyük bir servet biriktirdi.
Bir servete değer.
Bir servet yaptım.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
Tom'un durumu hızla kötüleşiyor.
Özgürlük aklın bir halidir.
Plazma maddenin dördüncü halidir.
Tom büyük bir servet miras aldı.
Tom bir servet kazanmıştı.
Onun durumu daha kötü olabilirdi.
Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.
Karısına çok büyük bir servet bıraktı.
Bu bir servete mal olmuş olmalı.
O, borsada bir servet kaybetti.
bunu "kurgusal rüya" veya "kurgunun rüyası" olarak
iyi ya da kötü yönde.
Bu sebeple ona ''yer çekimsiz ortam'' diyoruz.
Ameliyattan sonra onun durumu düzeliyor.
O, petrolde bir servet yaptı.
O, oğluna bir servet bıraktı.
O bana servete mal oldu.
Tom oğluna büyük bir servet bıraktı.
Buz, katı haldeki sudur.
Yeni bir tablet bir servete mal olmaktadır.
Tom petrolde bir servet yaptı.
Bu maddenin normal durumu katıdır.
Tom oğluna bir servet bıraktı.
Bu elmas servet tutar.
Oğluna büyük bir servet bıraktı.
Büyükannem bize büyük bir servet bıraktı.
Servetini çok çalışarak biriktirdi.
Tom eşine bir servet bıraktı.
Kızına büyük bir servet bıraktı.
Bu cep telefonu, bir servete mal olur.
Durum gelişiyor.
Hastanın durumu kötüleşti.
Bu küçük bir servete mal olmuş olmalı.
Bu araba bana bir servete mal oldu.
Bu kitap bana bir servete mal oldu.
Babam bana büyük bir servet bıraktı.
Çocuk yetiştirmek, bir servete mal oluyor.
Tom bir servet harcamış olmalı.
Bu elmas yüzük bir servete mal oluyor.
O öldü ve oğluna bir servet bıraktı.
duygusal sağlığımız üzerinde çok büyük bir etki yapar.
Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken
ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen
Tom bir gecede bir servet kaybetti.
Bu ona bir servete mal olmuş olmalı.
Bu sana bir servete mal olmuş olmalı.
Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
Tom bütün servetini hayır için bağışladı.
ulaşmamız gereken güzel, mükemmel bir iyilik durumu olduğunu
Sadece devletimi seviyorum demekle olmuyor işte
Büyük bir servete konacak.
Bu, belki de içinde bulunduğum durumu en iyi tarif eden sözcük.
Biriktirdiği serveti şansına ve çok çalışmasına borçlu.
İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü
Bu kutuda bir servete değebilen nedir?
Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.
Bu bilgisayar satın almak istiyorum ama o bir servete mal olur!
Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
Arabamı tamir ettirmem bana bir servete mal oldu.
Babam bana büyük bir miras bıraktı.
Onu son gördüğümde, o çok sağlıklıydı.
Geri çekilmenin ardından kendi sağlığının kötü olmasına rağmen Berthier , ordunun kalıntılarını
Dünyadaki en zengin üç kişi, 48 en fakir ulustan daha çok serveti kontrol ediyor.
Ne para ne mal mülk, arkadaşların ve sevdiğin insan yoksa anlamsız değil midir?