Examples of using "ненависть" in a sentence and their turkish translations:
Nefret nefreti doğurur.
İşte bu nefret.
Bu nefret mi?
bu nefretin üstesinden geldi.
Nefret bizim düşmanımızdır.
Bunlar nefret değil mi?
Bunlar nefret değil mi?
Aşk ve nefret zıt duygulardır.
Bu kadar nefret niye?
Aşk kördür. Nefret de kördür.
İnsanlar kalplerinde nefret taşıyorlardı.
Onlar Tom'dan nefret ediyorlar.
Sevgi sahte olabilir, ama nefret gerçektir.
ve hepimiz nefretin bir sorun olduğu kanısındayız.
Nefreti anlayıp çözmede
toplumlarımızda nefrete meydan okumak istiyorsak
Aşk ve nefret arasında ince bir çizgi vardır.
Kimlikleri veya inançları yüzünden
Tom'dan nefret ettiğim için kendimden nefret ediyorum.
Ondan nefret ettiğim için kendimden nefret ediyorum.
Nefret, toplumdaki kanserdir.
Aşk çabucak yanar ve nefrete dönüşür.
- Sevgi sahte olabilir, ama nefret gerçektir.
- Aşk yalan olabilir, ama nefret gerçektir.
Peki ya sizin kadar kültürlü olmayan birinden nefret etmek?
çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da
Benden nefret etme.
Hâlâ senden nefret ediyorum.
Hayat birinden nefret ederek boşa zaman harcamak için çok kısa.