Examples of using "маршалом»" in a sentence and their turkish translations:
, Mısır'daki bir çatışmadan bu yana kıyasıya bir rakip
yenmişti : onun gözünde onu İmparator'un önünde aptal gibi
Davout, beceriksiz bulduğu Mareşal Murat ile kavga ettiğinde,
An, Ney gibi askerler tarafından sevilen Mareşal ile sevilmeyen Davout
Olayların merakla gelmesiyle, İsveç şimdi Napolyon'un eski mareşali Bernadotte tarafından yönetildi.
Ancak, parlak yönetimi ve yorulmak bilmeyen çalışmaları Napolyon'un askeri başarısının büyük bir kısmının temelini oluşturan
olduğu haberini aldı ve Napolyon'un taç giyme töreni için Paris'e dönme emri aldı. Ertesi yıl
"Size Mareşal olmadan önce bir el bombası olduğumu göstereceğim ve hala öyleyim!"