Examples of using "ерунду" in a sentence and their turkish translations:
Sen saçmalıyorsun.
Saçmalama!
Gibi saçmalıklar var. Ya bırakın artık bu saçmalıkları.
Onu dinleme! Seni temin ederim; o sadece saçma sapan.
- Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
- Ona kulak asma; boş konuşuyor.
Popüler olan her saçmalığı izliyoruz tamam mı?
saçma sapan kendine şeyh şıh hoca imam dedirten
bu ekvator dediğimiz saçmalığı işaretledim
Böyle bir şeye inanman aptalca.
Saçmalama!
ve sevgilim bazı popüler saçmalıkları izliyordu.
Böyle aptalca bir şeyi nasıl söyleyebilirsin?
- Saçmalama!
- Boş konuşma.
Bu tür saçmalık için vaktim yok.
Boş konuşuyorsun, arkadaşım.