Translation of "всякую" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "всякую" in a sentence and their turkish translations:

Человек потерял всякую надежду.

- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.

Он потерял всякую надежду.

Tüm ümidini kaybetti.

Том оставил всякую надежду.

Tom ümidini yitirdi.

Том потерял всякую надежду.

Tom bütün umudunu kaybetti.

Я оставил всякую надежду выжить.

Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.

Он потерял всякую веру в успех.

O, başarılı olmak için yeteneğine olan tüm inancını kaybetti.

Он тратит деньги на всякую фигню.

- Her boka para harcıyor.
- Her türlü gereksiz şeye harcayacak parası var.

Мы потеряли всякую надежду, что Том найдется.

Bulamayınca Tom'dan ümidimizi kesmiştik.

Не слушай его, он говорит всякую ерунду.

- Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
- Ona kulak asma; boş konuşuyor.

Мы смотрим всякую ерунду, связанную с культурой, так?

Popüler olan her saçmalığı izliyoruz tamam mı?

- Он оставил всякую надежду.
- Он оставил все надежды.

O, bütün umutlarından vazgeçti.

- У меня пропала вся надежда.
- Я потерял всякую надежду.

- Bütün ümidim gitti.
- Bütün umudum gitti.

Следует говорить правду, но не всякую правду следует говорить.

Birinin gerçeği söylemesi gerekir ama her gerçek söylenmemelidir.

И призвав двенадцать учеников Своих, Он дал им власть над нечистыми духами, чтобы изгонять их и врачевать всякую болезнь и всякую немощь.

İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi. Böylece kötü ruhları kovacak, her hastalığı, her illeti iyileştireceklerdi.

Я есмь истинная виноградная лоза, а Отец Мой – виноградарь. Всякую у Меня ветвь, не приносящую плода, Он отсекает; и всякую, приносящую плод, очищает, чтобы более принесла плода.

Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler.

И сотворил Бог рыб больших и всякую душу животных пресмыкающихся, которых произвела вода, по роду их, и всякую птицу пернатую по роду её. И увидел Бог, что это хорошо.

Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

И вот, Я наведу на землю потоп водный, чтоб истребить всякую плоть, в которой есть дух жизни, под небесами; все, что есть на земле, лишится жизни.

Yeryüzüne tufanı ben göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her şey ölecek.

И сказал Бог: "Вот, Я дал вам всякую траву, сеющую семя, какая есть на всей земле, и всякое дерево, у которого плод древесный, сеющий семя, — вам сие будет в пищу".

İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

И будет после того, излию от Духа Моего на всякую плоть, и будут пророчествовать сыны ваши и дочери ваши; старцам вашим будут сниться сны, и юноши ваши будут видеть видения. И также на рабов и на рабынь в те дни излию от Духа Моего. И покажу знамения на небе и на земле: кровь и огонь и столпы дыма. Солнце превратится во тьму и луна – в кровь, прежде нежели наступит день Господень, великий и страшный. И будет: всякий, кто призовет имя Господне, спасётся.

Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum'u dökeceğim. Göklerde ve yeryüzünde, kan, ateş ve duman sütunlarından belirtiler göstereceğim. RAB'bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce güneş kararacak, ay kan rengine dönecek. O zaman RAB'bi adıyla çağıran herkes kurtulacak.