Translation of "едва" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "едва" in a sentence and their turkish translations:

- Я едва могу идти.
- Я едва шагаю.

- Güçlükle yürüyebiliyorum.
- Hemen hemen hiç yürüyemiyorum.

- Том едва шагает.
- Том едва может идти.

- Tom neredeyse yürüyemiyor.
- Tom zorlukla yürüyebiliyor.

- Я едва тебя знаю.
- Я тебя едва знаю.
- Я вас едва знаю.

Seni güçlükle tanıyorum.

- Он едва избежал катастрофы.
- Он едва избежал беды.

Felaketten kıl payı kurtuldu.

- Я едва могу встать.
- Я едва могу подняться.

Güçlükle ayağa kalkabilirim.

- Он едва умеет говорить.
- Он едва может говорить.

O neredeyse konuşamıyor.

- Тома я едва знал.
- Я едва знал Тома.

Tom'u güç bela tanıdım.

- Я едва могла говорить.
- Я едва мог говорить.

Zar zor konuşabildim.

Слоны едва видят.

Filler zar zor görebiliyor.

Шрамы едва видны.

İzler zar zor görülebilir.

Я едва дышал.

Neredeyse hiç nefes alamadım.

Том едва спасся.

Tom kıl payı kaçtı.

Мы едва начали.

Zar zor başladık.

Том едва дышит.

Tom zorlukla nefes alabiliyor.

- Я с ним едва знаком.
- Я его едва знаю.

- Onu neredeyse tanımıyorum.
- Onu çok az tanıyorum.

- Я едва мог его понять.
- Я его едва понимал.

Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.

- Я едва ли мог работать.
- Я едва ли могла работать.

Neredeyse çalışamıyordum.

- Едва завидев меня, он убежал.
- Едва завидев меня, он сбежал

Beni görür görmez, kaçtı.

Я едва не утонул.

Neredeyse boğuluyordum.

Томоко едва не заплакала.

Tomoko neredeyse ağlamaya başladı.

Мальчик едва не утонул.

Çocuk kıl payı boğulmaktan kurtuldu.

Человек едва не умер.

Adam ölüden başka bir şey değil.

Солдаты едва избежали смерти.

Askerler ölümden kıl payı kurtuldular.

Он едва избежал смерти.

O kılpayı ölümden kurtuldu.

Он едва умеет читать.

O güçlükle okuyabiliyor.

Я тебя едва узнала.

- Seni güçlükle çıkartabildim.
- Seni zar zor tanıdım.

Я едва могу дышать.

Güçlükle nefes alabiliyorum.

Я едва его вижу.

- Onu güçlükle görebiliyorum.
- Onu zar zor görebiliyorum.
- Onu neredeyse göremiyorum.

Едва ли это секрет.

Bu pek sır sayılmaz.

Том едва сдерживает слёзы.

Tom gözyaşlarının eşiğinde.

Я его едва понимал.

Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.

Том едва ли ребёнок.

Tom neredeyse bir çocuk.

Я едва могу двигаться.

Ben zar zor hareket edebiliyorum.

Беженцы едва избежали смерти.

Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.

Я едва могу идти.

Güçlükle yürüyebiliyorum.

Я Тома едва помню.

Mary'yi güçlükle hatırlıyorum.

Я едва знал Тома.

Tom'u güçlükle tanıdım.

Я едва знаю Тома.

Tom'u güçlükle tanıyorum.

Том едва мог дышать.

Tom zor nefes alıyordu.

Том едва умеет плавать.

Tom güçlükle yüzebilir.

Том едва узнал Мэри.

Tom Mary'yi zar zor tanıdı.

Я едва мог дышать.

Ben zar zor nefes alabiliyordum.

Она едва его знала.

- Onu hemen hemen hiç tanımıyordu.
- O onu pek tanımıyordu.

Отца я едва знал.

Babamı zar zor tanıdım.

Я едва тебя понимаю.

Seni neredeyse anlayamıyorum.

Я едва мог работать.

Neredeyse çalışamıyordum.

Я едва себя контролирую.

Kendimi zorlukla kontrol edebiliyorum.

Том едва мог говорить.

Tom zorlukla konuşabilir.

Том едва может говорить.

Tom neredeyse hiç konuşamıyor.

Том едва может ходить.

Tom zar zor yürüyebiliyor.

Том едва может двигаться.

- Tom neredeyse hareket edemiyor.
- Tom neredeyse kıpırdayamıyor.
- Tom neredeyse kımıldayamıyor.

Я их едва узнал.

- Onları güçlükle tanıdım.
- Onları zar zor tanıdım.

Я его едва узнал.

Onu zar zor tanıdım.

Я её едва узнал.

Onun zar zor tanıdım.

Она едва сдерживала слёзы.

O ağlamak üzereydi.

Том едва сдерживал слёзы.

Tom ağlamak üzereydi.

Том едва мог идти.

Tom güçlükle yürüyebiliyordu.

Том едва умеет читать.

Tom zar zor okuyabiliyor.

Том едва избежал смерти.

- Tom zar zor ölümden kurtuldu.
- Tom ucu ucuna ölümden kurtuldu.

Фадель едва узнал Лейлу.

Fadıl, Dania'yı zorlukla tanıdı.

Я едва узнал Тома.

Tom'u zar zor tanıdım.

- Я едва держался на ногах.
- Я едва мог стоять на ногах.

Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.

- Том едва стоит на ногах.
- Том едва может стоять на ногах.

Tom zar zor ayakta durabiliyor.

- Я едва успел сесть на поезд.
- Я едва успел на поезд.

- Neredeyse trene yetişemiyordum.
- Trene güçlükle yetişebildim.

- Едва завидев Мэри, Том начал нервничать.
- Том занервничал, едва завидев Мэри.

Tom Mary'yi görür görmez sinirlenmeye başladı.

- Она была готова расплакаться.
- Она едва сдерживала слёзы.
- Она едва не плакала.

O, ağlamak üzereydi.

- Она едва могла встать с кровати.
- Она едва могла подняться с постели.

O zar zor yataktan kalkabildi.

Когда я едва приступила работе,

Christchurch depremleri yaşandığında

Я едва могу двигать ногой.

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

Едва ли я так думаю.

Ben pek öyle düşünmüyorum.

Я едва мог его слышать.

- Neredeyse onu duyamıyordum.
- Onu güçlükle duyabiliyordum.

Раненый солдат едва мог идти.

Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.

Том едва притронулся к еде.

Tom yemeğine güçlükle dokundu.

Том едва не был сбит.

Tom ezilmekten kılpayı kurtuldu.

Голос Тома был едва слышен.

Tom'un sesi zorlukla duyulabiliyordu.

Я едва успел на поезд.

Trene güçlükle yetişebildim.

Я перепил и едва хожу.

İçmek için çok şeyim vardı ve zorlukla yürüyebiliyordum.

Я едва мог его разглядеть.

Onu zorlukla görebildim.

Я едва не уронил сэндвич.

Neredeyse sandviçimi düşürüyordum.

Мы с Томом едва знакомы.

Tom ve ben güçlükle birbirimizi tanıyoruz.

Том и Мэри едва знакомы.

Tom ve Mary güçlükle birbirlerini tanıyorlar.

Том едва мог сдержать гнев.

Tom öfkesini güçlükle kontrol altına alabildi.

Том едва мог скрыть улыбку.

Tom gülümsemesini güçlükle gizleyebildi.

Едва это сказав, он пожалел.

O onu söyler söylemez o üzüldü.

Мэри едва притронулась к еде.

Mary yemeğine neredeyse hiç dokunmadı.

Я едва держусь на ногах.

Zar zor katlanabilirim.

Я едва смог закрыть чемодан.

Neredeyse bavulu kapatamadım.

Том едва притронулся к завтраку.

Tom neredeyse kahvaltısına dokunmadı.