Examples of using "вылететь" in a sentence and their turkish translations:
Tayfun, uçağımızın kalkmasını engelledi.
Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.
Karanlığın hâkim olduğu saatlerde gidiş dönüş yapmak mümkün değil. Cesaret toplayıp ışığa göğüs germeliler.
Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.