Examples of using "видят" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bunu görüyor.
Filler zar zor görebiliyor.
Kazlar Tanrı'yı görüyor mu?
Kediler rüya görür mü?
Onlar onu görüyor.
Onlar Dan'ı görüyorlar.
Onlar onu görüyor.
ve gözleri görmüyor
Onlar Tom'u göremiyor.
Kediler karanlıkta görür mü?
Onlar sık sık bizimle görüşürler.
Herkes görüyor değil mi? Havalı değil mi?
Çocuklarımız bunu görebiliyor.
işte karıncaların gözleri görmüyor
İnsanlar gördüklerine inanırlar.
Çoğu insan farkı söyleyemez.
Onlar bizi asla görmedi.
Artık beni görmüyorlar.
Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.
İnsanlar diğerlerine saygılı olduğunu gördüğünde,
Onlar bizi görebiliyor mu?
Ormana baktıklarında, ağaçları görmüyorlar.
"Kediler rüya görür mü?" "Eh, elbette!"
Tom ve Mary sık sık birlikte görülürler.
pornografide gördükleri temiz ve ufacık olanlarla kıyaslıyorlar.
Geceleyin karada... ...görüşü bizden kötüdür.
Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...
Çok karanlık olursa avlarını göremezler.
bu yarasaları konakçı olarak görüyorlar
Tom, herkesin onu gördüğünden emindi.
Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.
çünkü televizyonda o halkı görüyorlar
İkisi de yapay ışıkta iyi görüyor.
Günümüzde dahi hala görememekteler maalesef
Köpekler karanlıkta görebilirler.
Çoğu kuşlar yalnızca gündüz görebilir.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
Tom ebebeynlerinin bakmadığı anlarda çoçuklara mimikler yapmaktan hoşlanıyor.
Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.
Onlar seni göremezler.
Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.
Bu televizyonda çok kötü ve kalitesiz bir program görülünce söylenen komik bir beddua.
Nasıl bir robot olabilirim? Robotlar rüya görmezler.
Dört göz iki gözden daha fazlasını görür.