Examples of using "Пикник" in a sentence and their turkish translations:
- Pikniğe gidelim.
- Pikniğe gitsek ya.
Piknik bir hayal kırıklığıydı.
Piknik iptal edilmedi.
Yağmur pikniğimizi mahvetti.
Onlar piknik için yola çıktılar.
Pikniğimiz böcekler tarafından berbat edildi.
Tom pikniği sevmedi.
Benimle birlikte pikniğe gitmek istiyor musunuz?
Yağmur nedeniyle piknik iptal edildi.
Yarın pikniğe gideceğiz.
Piknik yağmur nedeniyle iptal edildi.
Ben pikniğe gitmek istiyorum.
Piknik yağmurdan dolayı iptal edildi.
Piknik yağmurdan dolayı ertelendi.
Piknik yağmur yüzünden spor salonunda gerçekleştirildi.
- Pinikten hoşlanacağını düşünüyorum.
- Piknikten hoşlanacağınızı düşünüyorum.
Tom bütün ofis için bir piknik düzenledi.
Ben piknik hakkında Tom'a söylemeyi unuttum.
Piknik için ormana gittiler.
Hava güzel olursa, yarın pikniğe gideceğiz.
Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.
Hava güzel olduğundan, pikniğe gittik.
Piknik için büyük göle gittik.
Mary neden onunla pikniğe gidiyor?
Mary neden onunla pikniğe gidiyor?
Ben geçen hafta sonu pikniğe gittim.
Bir dahaki pazar pikniğe gideceğiz.
Tom Mary ile yarın pikniğe gidiyor.
Pikniğe gitmiyorsun ve bu sondur.
Pikniğin ne kadar süreceğini düşündün?
Tom ve Mary birlikte pikniğe gittiler.
Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.
Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.
Yarın hava güneşli olursa, pikniğe gideriz.
Yarın hava güzel olursa, piknik yapacağız.
Tom'la bir pikniğe gitmek istemiyorum.
Sınıfımız gelecek hafta bir pikniğe gidecek.
Yarın bir piknik yapacağız, hava müsait olursa, elbette.
Tom ve Mary gölde bir piknik planlıyorlar.
Öylesine güzel bir gündü ki biz piknik yapmaya karar verdik.
Yarın hava iyi olursa pikniğe gideriz.
- Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.
Piknikte kaç kişi olacağına dair bir fikrim yok.
Yağmurdan dolayı pikniğimizi içeride yedik.
Yağmur, pikniğe gitmemize imkan vermedi.
Hava güzel olursa, yarın pikniğe gideceğiz.
Tom Mary'nin neden John'la birlikte pikniğe gitmemeye karar verdiğini biliyor.
Piknik günü geldi.
O muhtemelen yarın pikniğe gitmeyecek. Ben de gitmeyeceğim.
Tom, Mary'nin niçin Tom'la birlikte pikniğe gitmemeye karar verdiğini biliyor.
Tom ve Mary yağmur yağdığı için pikniğe gidemediler.
Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz.
Pikniğinize gelemeyeceğimi bilmenizi istiyorum.
Önemli bir iş toplantısı olduğundan dolayı Tom bizimle pikniğe gidemedi.