Examples of using "Terrível" in a sentence and their turkish translations:
Bu berbat.
Bu berbat bir ambiyans.
O korkunçtur.
Bu dehşet verici.
Bu korkunç.
Çok kötü bir şey oldu.
Bu korkunç olurdu.
Bu korkunç bir hata.
Berbat bir iklim var.
Berbat bir haftaydı.
Hikaye korkunç.
Hava çok kötüydü.
Korkunç bir kazaydı.
Korkunç bir şey.
Korkunç bir rüya gördüm.
O korkunç bir kazaydı.
O korkunç görünüyor.
O, korkunç bir hataydı.
O korkunç bir trajediydi.
Fransızcam berbat.
Bu berbat bir atmosfer.
O korkunç bir gündü.
- Ben kötü bir soğuk almışım.
- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.
Tom korkunç bir sır saklıyor.
- Tom çok kötü yemek yapıyor.
- Tom yemek pişirmede çok kötü.
Tom'un Fransızcası berbat.
karşımıza korkunç bir sonuç ortaya çıkıyor
- Tom'un kimyası berbat.
- Tom kimya dersinde çok zayıf.
- Tom'un kimyaya kafası hiç basmaz.
- Savaş korkunç bir şeydir.
- Savaş çok kötü bir şeydir.
Berbat bir ağrım var.
Sen korkunç bir insansın.
Tom çok kötü bir sürücü.
Berbat bir içki mahmurluğum var.
Yapma Tom! Bu korkunç bir şey.
O çok kötü bir durumdaydı.
Tom çok kötü bir seçim yaptı.
Tom'un korkunç bir öfkesi var.
- Korkunç derecede kıskançtır.
- Acayip kıskançtır.
O berbat bir soğuk aldı.
Et korkunç bir koku çıkarıyordu.
Kocasının korkunç bir öksürüğü var.
Sanırım korkunç bir hata yaptım.
- Ne iğrenç!
- Ne kötü!
- Ne korkunç!
O korkunçtu.
Bu kampta yemek korkunç.
Sansür korkunç bir uygulamadır.
Biz korkunç bir tehlike içindeyiz.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
O bana kötü bir soğuk algınlığı bulaştırdı.
Bu şarabın tadı berbat.
Şiddetli bir baş ağrım var.
O gece korkunç bir rüya gördü.
Tom'un bugün kötü bir içki mahmurluğu var.
Onun berbat bir moda anlayışı var.
Soğuk hava berbat, değil mi?
Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
Suikast, trajik ve korkunç olarak belirtildi.
Korkunç bir baş ağrım var.
Hiçbir şey deprem kadar korkunç değildir.
Ağrı korkunçtu.
Tom korkunç bir suçun kurbanı.
Korkunç bir mide ağrım vardı.
İngilizcem çok kötüdür.
Bu korkunç. Ve hepsi benim hatam.
O, o kadar korkunç ki onu düşünmek istemiyorum.
Korkunç İvan 1581'de oğlunu öldürdü.
Bunun sadece berbat bir kaza olduğundan eminim.
Kötü bir baş ağrısı çekiyordu.
İspanyolcam çok kötüdür.
Salmonella kapma ihtimaliniz var ve bu berbat bir şey!
Cinayet mahallini açıklamak çok korkunçtu.
Sen berbat bir yöneticisin.
- O zaman dikkatli olsaydı, korkunç kaza olmazdı.
- O, o zaman dikkatli olsaydı, korkunç kaza olmazdı.
Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
Kendimi berbat hissediyorum.
Fakat beslenmelerini korkunç bir yöntemle takviye ederler. Etçildirler.
Bana yardım etmelisin! Her gece kotü bir rüya görüyorum.
Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
Makaleyi okuduğunuzda bu kazanın ne kadar berbat olduğunu anlayacaksınız.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
Ama berbat bir şiirsel züppe olan Harald bunu biraz düşünüyor ve “Hayır,
düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı
Dahası, bu kadar zorlu koşullarda yaşamış olmasak bugün olduğumuz kişiler olmazdık.
O çevresindeki herkes için hayatı perişan yapar.
"Çok acelem var... açıklayamayacağım nedenlerden dolayı." cevapladı Dima kadını. 'Lütfen, bu kostümü denememe izin verin."
O bir korkunç aşçı.