Examples of using "Clima" in a sentence and their turkish translations:
Hava ılık ve yumuşaktı.
- İklim değişti mi?
- Ortam farklılaştı mı?
- Ne berbat bir hava!
- Ne korkunç hava!
Buranın iklimini seviyorum.
Berbat bir iklim var.
- Hava güzel.
- Hava iyi.
Hava muhteşemdi.
Hava kötü.
İklimimiz değişiyor.
Tom hava durumu hakkında şikâyette bulundu.
İklim değişiyor.
- O ada tropikal bir iklime sahiptir.
- O adanın tropikal bir iklimi vardır.
- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.
Brezilya iklimini severim.
Orada iklim nasıl?
- Buradaki iklim ılımandır.
- Burada iklim ılımandır.
Ülkenizde iklim nasıl?
- O ülke ılıman bir iklime sahiptir.
- O ülkenin ılıman bir iklimi vardır.
Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.
Tom artık havasında değil.
Bu adanın kusursuz bir iklimi var.
Boston'da hava nasıl?
Nisan ayında hava dengesiz.
Ben bu soğuk havayı çok seviyorum.
Hava birden değişti.
Almanya'da hava nasıl?
Buradaki hava çok ılıman.
Kırlangıçlar sıcak iklime göç ederler.
Havaya alışacaksın.
- Et sıcak havalarda çabuk bozulur.
- Et sıcak havalarda hızla çürür.
Soğuk hava berbat, değil mi?
Çoğunlukla hava hakkında konuşuruz.
Hava güzel olursa, pikniğe gidelim.
Bu berbat bir ambiyans.
Hava nasıl?
Yılın bu zamanında hava değişkendir.
Mahkemede ruh hali gergindi.
Onlar yazın nemli iklimine alışkın.
Sence iklimimizin karakterlerimiz üzerinde bir etkisi var mı?
İklimi değiştirmek, tuzlu suyu buharlaştırmak için.
Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.
İklim değişikliği hakkında ne biliyorsun?
Hava güzel olursa, yarın pikniğe gideceğiz.
Bizi dış ögelerden en iyi ne koruyabilir?
Japonya'nın iklimi İngiltere'ninkine benzemiyor.
Genelde Japonya iklimi yumuşaktır.
Şimdi hava nasıl?
Daha ılıman bir iklime sahip bir şehre taşındım.
Florida nemli ve bunaltıcı havasıyla bilinir.
- Ben soğuk havaya alışkınım.
- Ben soğuk havaya alışığım.
Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak
Bu sıcak havaya dayanamıyorum.
Hava dün çok kötüydü.
Ekvator yakınında, hava yıl boyunca sıcak ve nemlidir.
- Tom Mary'ye o uzaktayken havanın nasıl olduğunu sordu.
- Tom, Mary'ye o uzaktayken havanın nasıl olduğunu sordu.
Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.
Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.
New York'ta hava nasıl?
Tom her zaman hava hakkında şikayet ediyor.
Hava güzel olduğu zaman, Tom her zaman pencerelerini açık bıraktı.
Patagonya'yı yerleşilebilir kılmalıyız, ki bu mümkün. Atacama Çölü'nün iklimini değiştirebiliriz.
Dünyanın iklimi, tarihteki herhangi bir başka zamandan daha hızlı değişiyor.
Dahası, bu kadar zorlu koşullarda yaşamış olmasak bugün olduğumuz kişiler olmazdık.
Yarın tenis oynayıp oynamayacağımız havaya bağlı.