Examples of using "Suporto" in a sentence and their turkish translations:
Çocuklara katlanamam.
Gürültü yapan çocuklara katlanamıyorum.
Soğuğa dayanamıyorum.
Balık tutmaya tahammül edemem.
Yalancılara katlanamam.
Ben kan görmeye dayanamıyorum.
- Ona katlanamıyorum.
- Ona tahammül edemiyorum.
Çiğ balığa katlanamam.
Gürültüye katlanamıyorum.
Acıya tahammül edemiyorum.
Buradaki soğuğa dayanamıyorum.
- Bu acıya katlanamıyorum.
- Bu acıya dayanamıyorum.
- Bu ağrıya dayanamıyorum.
Artık bu gürültüye dayanamam.
Bu ısıya dayanamıyorum.
Bu yere katlanamam.
Çocukların ağlamalarına dayanamıyorum.
Ben pazartesilere katlanamıyorum.
Ben bu soğuğa dayanamam.
Hayvanları acı çekerken görmeye dayanamıyorum.
Sana katlanamam.
Senin gibi insanlara katlanamıyorum.
Bebeklerin ağlamasına katlanamam.
Bu gürültüye artık dayanamıyorum.
Ben bu tür filme dayanamam.
Bu tür müziğe tahammül edemiyorum.
Ev arkadaşıma tahammül edemem.
Çocuklarına bağıran insanlara tahammül edemiyorum.
Kolumu bırak! İnsanların bana dokunmasına katlanamıyorum.
Herkesin önünde bana gülünmesine katlanamam.
Hayvanları acı çekerken görmeye dayanamıyorum.
Hayvanların kızdırıldığını görmeye dayanamıyorum.
Yazı severim ancak sıcağa katlanamam.
Bu sıcak havaya dayanamıyorum.
Onun kabalığına dayanamıyorum.
- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.