Examples of using "Sangue" in a sentence and their turkish translations:
Kan bağışında bulun!
Kan olacak.
Ben hiç kan görmüyorum.
- Kan kaybediyorsun.
- Kan kaybediyorsunuz.
Kan kaybediyorlar.
- Sen hiç kan bağışladın mı?
- Hiç kan bağışladınız mı?
- Hiç kan bağışladın mı?
Tom kan kustu.
Ben kan öksürdüm.
Tom kan verdi.
O, kana benziyor.
Kan kaybediyorum.
Tom biraz kan öksürdü.
Kanım kaynıyordu.
Bu kadar çok kan asla görmedim.
Biz kan kardeşleriz.
Sülük onun kanını emdi.
Kan ve şiddet onları büyülüyor.
Bu öğleden sonra kan bağışladım.
İdrarımda kan var.
Her yerde kan var.
Suda kan var.
Ben kan görmeye dayanamıyorum.
Çok fazla kan kaybettin.
Tom çok kan kaybetti.
Tom çok fazla kan kaybetti.
Yerde kan vardı.
O kan işiyor.
Bıçağın üzerinde kan vardı.
Tom kan kaybediyor.
Kan kırmızıdır.
Sadece kan.
Kan bağışında bulunmadım.
Tom kan bağışlıyor.
Senin kanın kırmızı.
Bu kan değil.
Çok kan kaybettim.
ve onun kan davalısı
O, kan görünce bayıldı.
Her yerde kan vardı.
Onu kanlar içinde buldum.
Yerde hiç kan yok.
Bu gömleğin üzerinde kan var.
Bugün kan bağışlamaya gittim.
Tom yerde kan gördü.
Vampir, kanımı emiyor.
Kan testlerinden nefret ederim.
- Sen bir kan verici olamazsın.
- Kan bağışçısı olamazsın.
Tom'un bir kan nakline ihtiyacı var.
Kan testi normaldir.
Vampirler yaşamak için kan içmeli.
Kan henüz ıslaktı.
Elizabeth Alister'i soğukkanlılıkla öldürdü.
Döşemenin her tarafında kan vardı.
Sadece kan görme onu bitkin düşürüyor.
Her yerde kan vardı.
Kandan korkar mısın?
Tom kılıcındaki kanı sildi.
Polisler yerde biraz kan buldular.
Zemin üzerinde kan lekeleri vardı.
Tom'un gömleğinde kan vardı
Tom'un yastığı üzerinde kan vardı.
Benim kanımdan ve canımdansın.
Kanın ellerinize ulaşmasını sağlayın.
Tom çok kan kaybetti, ama bilincini kaybetmedi.
- Kan ve şiddetten etkileniyorlar.
- Gözlerini kan ve şiddet bürümüş.
Benim mavi elbisemde bir kan lekesi ortaya çıktı.
Kan, kan damarları aracılığıyla akar.
Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.
Rahip kanın birazını alacak.
Tom ellerindeki kanı yıkayarak çıkardı.
Yılanlar soğukkanlı yaratıklardır.
O, kız kardeşini kurtarmak için kan verdi.
Onun kız kardeşi için kanını verdi.
Polis kan dökülmesini önlemek istedi.
- Tom düzenli bir kan vericisi.
- Tom düzenli bir kan bağışçısı.
Bu kan değil. Bu domates sosu.
Tom halı üzerinde kan fark etti.
Senin ellerinde kan var.
onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar.
"Yerdeki bu lekeler ne?" "Kan."
O sadece para almak için kızı soğukkanlılıkla öldürdü.
ve kanla beslenen vampir yarasa da mevcuttur
DNA bir kan örneğinden elde edilir.
Beynin sürekli bir kan kaynağına ihtiyacı var.
Benim kanım seninkinden daha kırmızı değil.
O, erkek kardeşini kurtarmak için kan verdi.
Bu senin şimdiye kadar ilk kan verişin mi?
kan davasının hiç kimseye hiç bir çıkar sağlamadığı
Eğer daha çok kişi kan verseydi dünya daha mutlu bir yer olurdu.
Kan görünce bayılan bir hemşire istemiyorum.
bir inek buldu mu hemen yapışır kanını emer
Suç mahallinde çok fazla kan ve kırık cam bulundu.
Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir adam değildir.
Bir diyabetik kanında ve idrarında çok fazla şekere sahiptir.
Merak benim kanımda.