Examples of using "Pena" in a sentence and their turkish translations:
- Yazık.
- Ne yazık!
Çok yazık.
Çok kötü.
O buna değer.
O buna değdi mi?
Bu bir merhamet.
O ona değmez.
Onlar için üzgünüm.
Onu denemeye değer.
- Çabaya değmez.
- Bu çabaya değmez.
Beklemeye değerdi.
Ona değerdi.
Buna değer olabilir.
Buna değecek.
Ne ayıp!
Bu düşünmeye değer.
Bu bir denemeye değerdi.
Bu neredeyse buna değdi.
Bu keşfetmeye değer.
Bu gerçekten ona değer mi?
Gerçekten ona değer miydi?
Gerçekten ona değer.
Onlar buna değer mi?
Tamamen değdi!
Bu araştırmaya değer.
Ne yazık ki dans etmeyi bilmiyorsun.
Üniversite ona değer mi?
Eğer bu yapmaya değer bir işse hakkını vererek yapmak lazım.
Buraya bakmaya değebilir.
şunu belirtmekte de fayda var
Onun suçu ölüm cezasını hak ediyor.
Her zaman denemeye değer.
Bu çalışmaya değer.
Bu beklemeye değmez.
Belki o buna değdi.
Unut gitsin. O buna değmez.
Riske değer.
O buna değer mi yoksa değmez mi?
Macera buna değer.
Çaba borcu kapattı.
O artık buna değmez.
İspanyolca öğrenmeye değer.
Umarım buna değer.
- Çocuklarınız için kendimi üzgün hissediyorum.
- Çocuklarınız için üzülüyorum.
Sanırım denemeye değer.
Ne yazık ki gelemezsin.
- Gelememen çok kötü.
- Ne yazık, gelemiyorsun.
Ne yazık ki gelemezsin.
O müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
New York ziyaret etmeye değer.
Müze görülmeye değer.
O kitap okumaya değer.
- Yararı yok.
- Bu gereksiz!
Şimdi onun için kendimi üzgün hissediyorum.
Onun buna değeceğini düşündüm.
Bu kitap okumaya değer.
- Ben idam cezasına karşıyım.
- Ölüm cezasına karşıyım.
Bu kitap okumaya değer mi?
Bu sesli kitap dinlemeye değer.
Onun buna değer olduğunu düşünüyorum.
Bu okumaya değer bir hikayedir.
Kuala Lumpur ziyaret etmeye değer.
O film izlemeye değer.
Birisi öldüğünde çok yazık.
Sanırım Boston ziyaret etmeye değer.
- Onun suçu ölüm cezasını hak etti.
- İşlediği suç ölüm cezasına layıktı.
Her kitap okumaya değmez.
Hayatımın yaşamaya değer olup olmadığını merak ediyorum.
Cinayet ölümle cezalandırılır.
Bu film izlenmeye değer.
Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.
Ölüm cezasını kaldıracağım.
Sanırım maalesef o yalan söyledi.
Kız için üzülmemek elimde değil.
Bana kendini benim için üzgün hissettiğini söyleme.
Eski kaleler ziyaret etmeye değerdir.
Bence sormaya değer.
O hazin bir haldeydi.
Ben denemeye değer olduğuna inanıyorum.
Ne yazık ki dans etmeyi bilmiyorsun!
Tom Mary için üzgün hissettiğini söylüyor.
Bu kitap okumaya değmez.
Bu araba tamir etmeye değmez.
Yeni müze ziyaret etmeye değer.
Tom asla kendisi için üzülmemişti.
Nedir seni yaralayan acı
Acaba buna bakmaya değer mi?
Bir ağaç kovuğu incelemeye değerdir.
Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
O müzik defalarca dinlemeye değer.
İyi kitaplar her zaman okumaya değer.
Benim hayatım yaşamaya değmez.
Soğuk algınlığına yakalanman çok kötü.
Bu kitap iki kez okumaya değer.
Tom'un sıkı çalışması karşılığını aldı.
Ben mektupları her zaman kalem ve mürekkeple yazarım.