Translation of "Ordenou" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Ordenou" in a sentence and their turkish translations:

Ela ordenou que ele o fizesse.

O ona onu yapmasını emretti.

Mas Barclay, temendo cercar, ordenou outro retiro.

Ancak Barclay, kuşatmadan korkarak, başka bir geri çekilme.

Ele ordenou-os que libertassem os prisioneiros.

- Onlara mahkumları bırakmalarını emretti.
- Mahkumları bırakmalarını emretti.

Ele ordenou que o cachorro selvagem continuasse preso.

O, vahşi köpeğin bağlı tutulmasını istedi.

O policial ordenou ao suspeito que soltasse sua arma.

Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti.

Alexandre ordenou que o sepulcro de Ciro fosse aberto.

İskender, Keyhüsrev'in mezarının açılmasını emretti.

Lincoln ordenou que todos os escravos no país deviam ser libertados.

Lincoln, ülkedeki bütün kölelerin serbest bırakılması emrini verdi.

O rei ordenou que a cidade fosse fortificada o melhor possível.

Kral kasabanın mümkün olduğunca sağlamlaştırılmasını emretti.

Assim, Napoleão ordenou que a artilharia da Guarda do General Sorbier avançasse.

Böylece Napolyon, General Sorbier'in Topçuları koruyun.

A filha de Maria ordenou que o túmulo da mãe fosse aberto.

Mary'nin kızı, annesinin mezarının açılmasını emretti.

- Ela organizou os arquivos em ordem alfabética.
- Ela ordenou os arquivos em ordem alfabética.

O, dosyaları alfabetik olarak sıraladı.

- Ela o ordenou que limpasse o seu quarto.
- Ela mandou ele limpar seu quarto.

O, ona odasını temizlemesini buyurdu.

O menino, ao ver uma borboleta, começou a correr atrás dela, provocando a ira de sua mãe, que lhe ordenou que ficasse quieto enquanto ela fofocava com a vizinha.

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.