Translation of "Arma" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Arma" in a sentence and their turkish translations:

- Pegue a arma.
- Pega a arma.

Silahı al.

- Escolha uma arma.
- Escolham uma arma.

Bir silah seç.

- Me dê aquela arma.
- Dê-me aquela arma.
- Dê-me essa arma.

Bana o silahı ver.

- Você trouxe uma arma?
- Tu trouxeste uma arma?

Bir silah getirdin mi?

Abaixe a arma.

Silahı bırak.

Parecia uma arma.

Bir silah gibi görünüyordu.

Larga a arma!

Silahını bırak!

É uma arma?

O bir silah mı?

- Preciso de uma arma.
- Eu preciso de uma arma.

Bir silaha ihtiyacım var.

- Nós não encontramos nenhuma arma.
- Não encontramos arma nenhuma.

Silah bulmadık.

- Isso não é uma arma.
- Não é uma arma.

Bu bir silah değil.

- Coloque a arma em cima da mesa.
- Coloca a arma em cima da mesa.
- Põe a arma na mesa.
- Ponha a arma na mesa.

Silahı masanın üzerine koy.

é uma arma biológica

biyolojik bir silahtır

Ele abaixou a arma.

O silahı yere bıraktı.

Dê-me a arma.

Bana silahı ver.

Você possui uma arma?

Bir silahın var mı?

Abaixe a sua arma.

Silahını indir.

Livre-se da arma.

Silahtan kurtul.

Isso é uma arma.

Bu bir silahtır.

Ele tem uma arma.

Onun bir silahı var.

Você comprou uma arma?

Bir silah satın aldın mı?

Nenhuma arma foi descoberta.

Hiçbir silah keşfedilmedi.

Você tem uma arma?

Silahın var mı?

Tom tem uma arma.

Tom'un silahı var.

Tom tinha uma arma.

Tom'un bir silahı vardı.

Esta arma está descarregada.

Bu silahın kurşunu yok.

Quem disparou a arma?

Silahı kim ateşledi?

Sua arma está carregada?

Silahın yüklü mü?

- Ele pôs a arma no chão.
- Ele colocou a arma no chão.

O silahı yere bıraktı.

- Mire no alvo com esta arma.
- Mira no alvo com esta arma.

Bu tabanca ile hedefe nişan al.

Mire a arma no alvo.

Silahı hedefe doğrult.

A arma disparou por acidente.

Silah kazara ateş aldı.

A arma não está carregada.

Silah yüklü değil.

A solidariedade é uma arma.

Dayanışma bir silahtır.

Ele mantém esta arma carregada.

O, bu silahı yüklü bulundurur.

Eu disse: Solte sua arma!

Silahını bırak dedim!

Tom tem uma arma secreta.

Tom'un gizli bir silahı var.

Apenas me dê a arma.

Sadece bana silahı ver.

Coloque essa arma no chão.

O silahı yere koy.

Onde está a sua arma?

Silahın nerede?

A arma era do Tom.

Silah Tom'undu.

Tom carregou a arma dele.

Tom silahını doldurdu.

Não preciso de uma arma.

- Bir silaha ihtiyacım yok.
- Bana silah lazım değil.

Eles não têm nenhuma arma.

Onların hiç silahı yok.

Qual a sua arma favorita?

En sevdiğin silah nedir?

Uma arma pode ser útil.

Bir silah işe yarayabilir.

O Tom abaixou a arma.

Tom silahı indirdi.

- O assassino levou a arma consigo.
- O assassino levou a arma com ele.

Katil silahı onunla birlikte götürdü.

- Eu disse: abaixe a sua arma!
- Eu disse para você abaixar a sua arma!

Silahını bırak dedim!

- A arma não é um brinquedo, menino!
- A arma não é um brinquedo, garoto!

Bu silah bir oyuncak değildir, çocuk!

E como uma arma de terremoto

ve deprem silahı gibi

Cuidado, o homem tem uma arma.

Dikkat et, adamın silahı var.

"Entregue sua arma", disse o policial.

Polis "Silahınızı teslim edin" diye söyledi.

Tom apontou uma arma à Mary.

Tom Mary'ye bir silah çekti.

Eu realmente não tenho uma arma.

Gerçekten bir silahım yok.

Por que você trouxe uma arma?

Neden bir silah getirdin?

Talvez você devesse comprar uma arma.

Belki bir silah almalısın.

Tom deitou a arma no chão.

Tom silahı yere bıraktı.

Tom apontou sua arma para Maria.

Tom silahını Mary'ye doğrulttu.

Dá logo a arma para mim.

Sadece bana silahını ver.

Aquela arma provavelmente não está carregada.

O silah muhtemelen dolu değil.

Você já usou uma arma antes?

Daha önce hiç silah kullandın mı?

Que tipo de arma você porta?

Ne tür silah taşıyorsun?

A arma não tinha sido atirada.

Silah ateşlenmemişti.

O Tom poderia ter uma arma.

Tom bir silah alabilir.

- Posso pegar a minha arma de volta?
- Eu posso pegar a minha arma de volta?

Silahımı geri alabilir miyim?

- Suas digitais foram encontradas na arma do crime.
- Tuas digitais foram encontradas na arma do crime.

Sizin parmak izleriniz cinayet silahı üzerinde bulundu.

Usa o tentáculo como uma arma estranha.

Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.

O homem portava uma arma na cintura.

Adam beline bir silah taktı.

O Tom apontou a arma à Mary.

Tom silahını Mary'ye doğrulttu.

Ele sabe como se usa esta arma.

Bu silahın nasıl kullanılacağını biliyor.

Posso ter a minha arma de volta?

Silahımı geri alabilir miyim?

Não aponte a sua arma para mim.

Silahını bana doğrultma.

A arma do crime não foi encontrada.

Cinayet silahı bulunamadı.

As digitais de Tom estavam na arma.

Tom'un parmak izleri tabancanın üstündeydi.

Tom sacou a sua arma e atirou.

Tom silahını çekti ve ateşledi.

Tom disparou a sua arma três vezes.

Tom silahını üç kez ateşledi.

Você precisa carregar uma arma nesta área.

Bu bölgede bir silah taşımak zorundasın.

A quem pertence a arma de fogo?

Tabanca kime ait?

A arma da mulher é a língua.

Kadının silahı dilidir.

Ele usou o guarda-chuva como arma.

- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.

O Tom fingiu que tinha uma arma.

Tom bir silahı varmış gibi yaptı.

Fadil comprou uma arma para matar Layla.

Fadıl, Leyla'yı öldürmek için bir silah satın aldı.

Sami não sabia como usar uma arma.

Sami nasıl silah kullanılacağını bilmiyordu.

Estes fios de seda são uma arma secreta...

Bu ipeksi iplikler gizli bir silahtır.

Tom foi encontrado com a arma do crime.

Tom cinayet silahıyla bulundu.

Esta é uma arma nova ainda não testada.

Hala test edilmeyen yeni bir silahtır.

Tom passa bastante tempo limpando a arma dele.

Tom silahını temizlerken çok zaman harcıyor.

Tom encontrou uma arma na bolsa de Maria.

Tom, Mary'nin el çantasında bir silah buldu.

É uma arma carregada rastejante com um gatilho leve.

Tereddütsüz saldıran, sürüngen bir makine.

A paciência, às vezes, é a arma mais eficiente.

Sabır bazen en etkili silahtır.

Não posso disparar uma arma. Meus dedos estão quebrados.

Ben silahla ateş edemem. Parmaklarım kırık.

Eu pensei que o Tom estivesse carregando uma arma.

Tom'un bir silah taşıdığını düşündüm.

O policial ordenou ao suspeito que soltasse sua arma.

Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti.

Tom tentou me vender a arma que havia roubado.

Tom çaldığı silahı bana satmaya çalıştı.

O homem de repente começou a atirar com sua arma.

Adam aniden silahını ateşlemeye başladı.