Translation of "Mata" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Mata" in a sentence and their turkish translations:

Fumar mata.

Sigara içmek öldürür.

E mata esse morcego

ve bu yarasayı öldürüyor

Corona sufocante mata pessoas

Korona boğarak öldürüyor insanları

O mata-borrão absorve tinta.

Kurutma kağıdı mürekkebi emer.

O que não mata engorda.

Seni öldürmeyen seni daha güçlü yapar.

Todas ferem; a derradeira mata.

- Hepsi yaralar, sonuncusu öldürür.
- Her geçen zaman yıpratır, sonuncusu öldürür.

- O que não nos mata nos fortalece.
- O que não nos mata, nos deixa mais fortes.
- O que não mata, engorda.

Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.

Esse terremoto não mata a pobreza

deprem öldürmez fakirlik öldürür diye

Há muitos animais ferozes nesta mata.

- Bu ormanda çok vahşi hayvan var.
- Bu ormanda birçok vahşi hayvan var.

Torna-se caçador e mata aquele tamanduá

avcı oluyor ve o karıncayiyeni öldürüp

O que não me mata me fortalece.

Beni öldürmeyen şey güçlendirir.

Esta mata-borrão absorve bem a tinta.

Bu kurutma kağıdı mürekkebi iyi emer.

- Mate-o com fogo!
- Mata com fogo!

Ateşe atın!

Ontem estávamos andando de bicicleta na mata.

Dün ormanda bisiklete biniyorduk.

Agora, como é que os mata e come?

Peki onları nasıl öldürüp yiyor?

Serás a primeira pessoa a quem Sami mata.

Sami'nin öldüreceği ilk kişi olacaksın.

Todos os anos, a gripe mata até 60.000 americanos.

Mevsimsel grip her yıl 60 bin Amerikalıyı öldürüyor.

Este veneno mata baratas, mas não é eficaz para ratos.

Bu zehir karafatmaları öldürüyor ama fareler için etkili değil.

A indiferença é como o gelo dos pólos: mata tudo.

Kayıtsızlık kutuplardaki buz gibidir: her şeyi öldürür.

Um espírito quase invisível que nasceu zangado e mata aos milhares.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

Um deles é um ator que vai fingir que mata alguém.

Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.

Qualquer coisa que não nos mata só nos deixa mais fortes.

Bizi öldürmeyen her şey bizi daha güçlü yapar.

Há muitas árvores altas e diferentes tipos de grama na mata.

Ormanda çok yüksek ağaçlar ve farklı çim çeşitleri vardır.

Eu acredito que a liberação sexual foi completamente mal interpretada. O pornô mata o sexo.

Cinsel kurtuluşun tamamen yanlış anlaşıldığına inanıyorum. Porno seksi öldürüyor.

Ele não mata? Não vamos fugir dos fatos. Certo, há mais pessoas que morrem de gripe, afinal.

Öldürmüyor mu? Gerçeklerden kaçmayalım artık. Aaa doğru doğru, gripten ölen daha çok insan var sonuçta.