Examples of using "Gênio" in a sentence and their turkish translations:
Sen bir dehasın.
Başka bir Rönesans dahisi
Sen bir dahisin.
Bu bir yaratıcılıktır.
- O bir deha.
- O bir dâhi.
Ben bir dahiyim.
Tom bir dahi.
Einstein matematiksel bir deha idi.
Onun oğlu bir deha.
Oğlunuz bir dahi.
Onun bir dahi olduğuna inanılmaktadır.
Bu adam bir dahiydi
Ben deha değilim.
Tom bir dahi olabilir.
Bu dahiyane bir fikirdi.
Tom, sen bir dahisin!
Tom bir dahi mi?
O bir dahi olabilir.
Sen bir müzik dahisisin.
Ben çok dengeli bir dâhiyim.
Michelangelo'da o dönemin başka dahilerinden
Matematikte bir dahiydi.
O, matematikte bir dehadır.
O biraz dahi.
O, onun bir deha olduğunu düşündü.
- Tom onun bir dahi olduğunu düşünür.
- Tom'a göre o bir dahi.
Onu kimyada bir deha buldum.
O herkesin bildiği gibi, o bir dahidir.
Tom senin dâhi olduğunu söylüyor.
O bir dehadan uzaktır.
Onun bir deha olduğu söyleniyor.
Herkes çocuğu gerçek bir deha olarak tanır.
Tam bir dahi.
O bir dahi olduğunun illüzyonundaydı.
Onun dahi olduğunu söylemek abartı değildir.
Biz onun bir dahi olduğu sonucuna vardık.
Onun bir dahi olduğu herkes için açıktır.
Onun bir dahi olduğunu herkese açıktır.
Alaaddin, sihirli lambayı ovuşturduğu zaman bir cin çıktı.
Bir deha olağanüstü yaratıcılık yeteneklerine sahip bir kişidir.
Bunu kimin söylediğini bilmek için bir dahi olmak zorunda değilsin.
Bir kadın iyi bir koca yaratmak için bir dahi olmalı.
Bu kadar ileri görüşlü bir dahiden bahsediyoruz farkındamısınız?
Bütün ünlü beyzbol oyuncularından o bir deha olarak öne çıkıyor.
Ben bir alkoliğim. Ben bir uyuşturucu bağımlısıyım. Ben eşcinselim. Ben bir dahiyim.
Tom bir dahi olduğunu düşünüyor, ancak onunla aynı fikirde değilim.
Herkes Kate'in bir deha olduğunu ve başarılı bir geleceğe sahip olacağını söylüyor.
Ona dahi denilmez, daha doğrusu o çalışkan bir işçidir.