Translation of "Felizmente" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Felizmente" in a sentence and their turkish translations:

- Felizmente, ninguém morreu.
- Ninguém morreu, felizmente.

Allah'tan kimse ölmedi.

Felizmente, funcionou.

Neyse ki, o, işe yaradı.

- Felizmente, ninguém se afogou.
- Ninguém se afogou, felizmente.

Allah'tan kimse boğulmadı.

Mas, felizmente, não precisei.

Ama neyse ki gerek kalmadı.

Felizmente, cheguei a tempo.

Neyse ki zamanında oradaydım.

Felizmente ninguém foi atingido.

Neyse ki kimse vurulmadı.

Felizmente, ele não morreu.

Ne mutlu ki ölmedi.

Felizmente, fazia bom tempo.

Neyse ki, hava iyiydi.

Felizmente, eles conseguiram escapar.

Neyse ki onlar kaçabildi.

Felizmente, ninguém ficou ferido.

Neyse ki kimse yaralanmadı.

- Felizmente nenhum dos passageiros se machucou.
- Nenhum passageiro se feriu, felizmente.

İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.

Nenhum passageiro se feriu, felizmente.

İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.

Felizmente, não morreu no acidente.

Neyse ki kazada ölmedi.

Felizmente nenhum dos passageiros se machucou.

Neyse ki yolculardan hiçbiri yaralanmadı.

Felizmente, há vários caminhos para o sucesso

Neyse ki başarıya ulaşmak için birden fazla yol var

Felizmente eles estavam dizendo que as pesquisas

Neyse sandık diyorduk

Felizmente, ela está no broches da Turquia

Neyseki o broş artık Türkiye'de

Felizmente, todos os passageiros estavam usando cinto de segurança.

Neyse ki, tüm yolcular emniyet kemerlerini takıyordu.

Felizmente, a mordida de tubarão não danificou qualquer artéria principal.

Neyse ki, köpekbalığı ısırığı herhangi bir büyük artere isabet etmedi.

Felizmente, o bom senso prevaleceu e a greve foi cancelada.

Neyse ki sağduyu galip geldi ve greve son verildi.

Uma picada pode matá-la. Mas, felizmente, as abelhas estão demasiado frias para atacar.

Sokulacak olursa ölebilir. Ama neyse ki arılar saldıramayacak kadar üşüyor.

Que felizmente é completado para ele por um espectador ... e o espectador é o adolescente

Neyse ki onun için bir seyirci tarafından tamamlandı… ve seyirci, genç

Eu saí de casa mais tarde do que de costume, mas felizmente em tempo para o trem.

Ben evden her zamankinden daha geç ayrıldım ama bereket versin ki tren için tam zamanında vardım.

Algumas pessoas acreditam que os ursos polares andam livremente nas ruas da Noruega. Felizmente, é apenas besteira.

Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.