Examples of using "Escolher" in a sentence and their turkish translations:
Bir tane seçmek zorundasın.
Kim seçebilir?
Bunu seçmek zor.
Hangisini seçeceğimi bilmiyorum.
Biz seçmek zorunda değiliz.
Birini seçmek zorundasın.
Neden seçim yapmak zorundayım?
- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsiniz.
Tamam, tıklamaya hazır olun.
Bir sonraki şarkıyı alabilir miyim?
Her istediğinizi seçebilirsiniz.
Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.
Hangisini denemek istiyorsunuz?
Kimi seçeceğimi bilmiyorum.
Sorun hangisini seçeceğindir.
Hangisini seçeceğimi bilmiyorum.
Çalışanlar hasta oldukları zaman, para kazanmak ve evde kalmak
Tom bana hiç seçenek vermedi.
Hangi kitabı seçeceğimi bilmiyorum.
Sadece birini seçiniz.
Akıllıca seçim yaptığından emin ol.
Ebeveynlerimizin kim olduklarını seçemeyiz.
Güçlü bir şifre seçmelisin!
Ben bu ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.
Tom seçmenin zor olduğunu söyledi.
Tom hangisini seçeceğini bilmiyordu.
Bir şeyi seçmek bir şeyden vazgeçmek anlamına gelir.
Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.
İstediğinizi seçebilirsiniz.
Onlardan birini seçmek zorundayım.
Tom hangi rengi seçeceğini bilmiyor.
Keskin kayayı seçmek aslında bir hataydı
O her zaman elbisesinin seçiminde istediği kadar zaman harcar.
İstediğiniz herhangi bir kitabı seçebilirsiniz.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
Tom hangi kamerayı alacağına karar veremiyor.
Kendi kaderini kendin seçmelisin.
Çay ve kahve arasında seçim yapabilirim.
Hayvanlar vegan olmayı seçemez.
Tom'un ondan hoşlanacağını düşünüyorum.
Her istediğinizi seçebilirsiniz.
Bir kadın aşk ile zengilik arasında seçim yaptığında, o daima her ikisine de sahip olmayı istiyor.
Arkadaşlarınızı seçerken çok dikkatli olamazsınız.
O, hangi yönü seçecek?
Ben A ve B arasında bir seçim yapmak zorunda kaldım.
Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.
Ya büyük ya da küçük kutuyu alabilirsin.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
Bir nişan yüzüğü seçmeme yardım edebilir misin?
Tom beğendiği herhangi bir rengi seçebilir.
ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.
Yaşamdaki kendi yolunu seçmek zorundasın.
Çocukların için genleri seçebilseydin, seçer miydin?
Uzun ömrün sırrı, anne ve babayı dikkatli bir biçimde seçmektir.
A ve B arasında seçim yapmak zorundaydım, ancak C'yi istedim..
Ama bunu yapmanın birkaç farklı yolu var. Buna siz karar vereceksiniz.
Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.
Tom'un Mary için bir doğum günü hediyesi seçmesine yardım ettim.
Kaybetmeyi göze alabileceğim bir giysi parçası almalıyım.
Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.
Başladığımız yere dönüp farklı bir yol izlemek ve enkazı o şekilde bulmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.
Ancak... peki ya özgürlük? Peki ya insanların seçme hakkı? Neden hükümetin sizi istemediğiniz bir yerde