Translation of "Coelhos" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Coelhos" in a sentence and their turkish translations:

Coelhos sabem nadar.

Tavşanlar yüzebilirler.

- Coelhos têm orelhas grandes.
- Os coelhos têm orelhas compridas.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

Os coelhos adoram cenouras.

Tavşanlar havuç severler.

Os coelhos sabem nadar?

Tavşanlar yüzebilir mi?

Coelhos gostam de cenouras.

Tavşanlar havuç sever.

Os coelhos têm orelhas compridas.

Tavşanların uzun kulakları vardır.

- Por que os coelhos têm orelhas compridas?
- Por que coelhos têm orelhas compridas?

Neden tavşanların uzun kulakları var?

Matar dois coelhos numa cajadada só.

Bir taşla iki kuş vurmak.

Os coelhos são capazes de nadar?

Tavşanlar yüzebilir mi?

Os coelhos gostam de comer cenouras.

Tavşanlar havuç yemeği severler.

- Você pode ver alguns coelhos selvagens na floresta.
- Pode-se ver alguns coelhos selvagens na floresta.

Bazı yabani tavşanları ormanda görebilirsiniz.

Coelhos selvagens podem ser vistos na floresta.

Yabani tavşanlar ormanda görülebilirler.

Os coelhos são aparentados aos castores e esquilos.

Tavşanlar kunduz ve sincaplarla akrabadır.

Os coelhos têm orelhas compridas e rabo curto.

Tavşanların uzun kulakları ve kısa kuyrukları vardır.

Assim eu mato dois coelhos com uma cajadada só.

- Bu yolla bir taşla iki kuş öldürürüm.
- Bu yolla bir taşla iki kuş vururum.

Os coelhos são mais bonitos do que os esquilos?

Tavşanlar sincaplardan daha şirin mi?

Uma pessoa que persegue dois coelhos não vai pegar nenhum.

İki tavşanı kovalayan bir kişi de yakalayamaz.

O menino tem quatro coelhos, dois machos e duas fêmeas.

Çocuğun dört tavşanı var, ikisi erkek ikisi dişi.

Tom é o único rapaz que Mary conhece que tem medo de coelhos.

Tom Mary'nin tanıdığı tavşanlardan korkan tek çocuktu.

- Um coelho tem orelhas longas e rabo pequeno.
- Coelhos têm orelhas compridas e rabo curto.

Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu var.

Eu atiro nos coelhos no meu jardim com uma pistola de água para mantê-los longe dos vegetais.

Onları sebzelerden uzak tutmak için bahçemdeki tavşanları bir su tabancası ile vurdum.