Examples of using "Caçar" in a sentence and their turkish translations:
Ben avlanmaya gidiyorum.
Nasıl avlanacağını biliyor musun?
ve bir şey yakalamaya çalışırım.
Tom sülün avına gitti.
Kim ava gitmek ister?
Tom ava gitmek istiyor.
Ava çıkmak ister misin?
Tom avlanmayı sever.
Avlanmak hoşuma gidiyor.
Nasıl avlanacağımı bilmiyorum.
Tom ava çıkmak istedi.
Tom avlanmak istemiyor.
Tom ile ava çıkmak istiyorum.
Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?
Avlanmaları gerek. Gecenin geç saatlerine kadar.
İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.
Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.
Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.
Burada bir kapan kuramam. Avlanmak yasaktır.
Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf.
Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.
Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.
Kral Frederick avcılık, şarap, kadınlar ve ziyafetleri severdi.
Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.
Fakat günlerdir bir şey yemediler. Annenin avlanması gerek.
İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.
Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?
Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.
Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.