Examples of using "Bonito" in a sentence and their turkish translations:
Yakışıklı mıyım?
Güzel
O çok güzeldi.
O gerçekten güzel bir isim.
Yakışıklı mıyım?
Bu güzel.
Güzel olacak.
O çok güzeldi.
Tom yakışıklıdır.
Bu çok güzel.
Ne güzel bir gün batımı.
Ne güzel bir yüzük!
Ne güzel bir yer!
- Ne güzel bir kampüs!
- Ne güzel bir yerleşke!
Burası güzelmiş.
O güzel bir isim.
- O çok güzel.
- Bu çok güzel.
Ne güzel bir hava!
O güzel, değil mi?
Ben yakışıklıyım
- Atın güzel.
- Atınız güzel.
Tom çok yakışıklı.
Bu çok güzel.
O, çok yakışıklıdır.
Tom son derece yakışıklıdır.
Ne kadar güzel!
Burası güzel.
- Ayışığı güzel.
- Mehtap güzel.
O, son derece yakışıklıdır.
Kale güzeldir.
Benim güzel bir köpeğim var.
Bu kale güzeldir.
Burası cidden çok hoş.
- Saçınız güzel görünüyor.
- Saçın hoş gözüküyor.
- Saçın hoş görünüyor.
- Bu oldukça güzel.
- Bu gayet güzel.
Bu gerçekten güzel.
Atın güzel.
Tom'un yakışıklı olduğunu düşünüyor musun?
Tom'un sevimli olduğunu düşünürdüm.
Bu nehir güzel.
David yakışıklıdır.
- Bu güzel.
- Bu güzeldir.
O, onu yakışıklı buldu.
Köpek güzel.
Kampüs güzeldir.
Bu kampüs güzel.
Bu kuş güzel.
Senin elbisen çok hoş.
Çok güzel bir köpeğim var.
- O, yakışıklı ve akıllıdır.
- O zeki ve iyi görünümlü.
Bu güzel bir kitap.
Çok güzel bir gün.
Çok yakışıklı görünüyorsun, Tom.
Çok teşekkür ederim! Bu güzel.
Saçın güzel.
- Onun güzel bir vücudu var.
- O güzel bir vücuda sahip.
Senin erkek arkadaşın gerçekten yakışıklı.
- Güzel saçların var.
- Güzel saçın var.
Tom uzun ve yakışıklıdır.
Onun güzel olduğunu düşünüyorum.
O, üniforması içinde şirin görünüyor.
Zaman çok güzel.
Ne şirin bir adın var.
Bugün hava güzeldir.
Ben senden daha güzelim.
Dünyadaki en güzel yer neresidir?
hatta en güzeli bu
- Ne hoş bir gün.
- Ne güzel bir gün!
O güzel bir şapka takıyor.
Ceketin çok güzel.
Şeftali ağacı çiçek açtığı zaman çok güzeldir.
Güzel gün, değil mi?
Ne güzel bir elbise!
O, iyi konuşur.
Tom'un yakışıklı olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
Mary güzel bir elbise giyiyordu.
Tom gerçekten yakışıklı, değil mi?
O bebek aslında hiç de şirin değil.
O ne yakışıklıdır ne de çirkin.
Güzel hava, değil mi?
O zengin, genç ve yakışıklı.
Bu kadar güzel bir şey hiç görmedim.
Tom, çok yakışıklı bir çocuktur.
Yeni elbisen çok güzel.
Çok güzel bir odan var.
Tom güzel olduğumu söylüyor.
Her şey güzel görünüyordu.
Bu mavi kazak çok güzel.
Bugün çok hoş bir yer buldum.