Translation of "Azuis" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Azuis" in a sentence and their turkish translations:

- Meus olhos são azuis.
- Tenho olhos azuis.

- Benim gözlerim mavi.
- Gözlerim mavidir.

- Tenho olhos azuis.
- Eu tenho olhos azuis.

Mavi gözlerim var.

São fantasmas-azuis.

Bunlar mavi hayalet.

- Seus olhos são azuis.
- Os olhos dela são azuis.

Onun gözleri mavidir.

- Os olhos dele são azuis.
- Seus olhos são azuis.

Onun gözleri mavidir.

- Tom tem olhos azuis.
- O Tom tem olhos azuis.

Tom'un mavi gözleri var.

Ela tem olhos azuis.

Onun mavi gözleri var.

Tom tinha olhos azuis.

Tom'un mavi gözleri vardı.

Millie tem olhos azuis.

Millie'nin mavi gözleri var.

Policiais usam uniformes azuis.

Polis memurları mavi üniforma giyer.

Maria tem olhos azuis.

Maria'nın mavi gözleri var.

Meus olhos são azuis.

- Benim gözlerim mavi.
- Gözlerim mavidir.

Ela gosta de vestidos azuis.

O, mavi elbiseleri sever.

Ele tem grandes olhos azuis.

Onun büyük mavi gözleri var.

Você tem lindos olhos azuis.

Güzel mavi gözlerin var.

Ele sempre usa camisas azuis.

- O her zaman mavi gömlek giyer.
- O her zaman mavi gömlekler giyer.

Maria usa frequentemente vestidos azuis.

Mary sık sık mavi elbiseler giyer.

O Tom tem olhos azuis?

Tom'un mavi gözleri var mı?

Tom tem grandes olhos azuis.

Tom'un büyük mavi gözleri var.

Ambas as meninas têm olhos azuis.

Heriki kızın mavi gözleri var.

Os olhos de Tom são azuis.

Tom'un gözleri mavidir.

As rosas azuis são muito bonitas.

Beyaz güller çok güzel.

Ela tem olhos grandes e azuis.

Onun büyük mavi gözleri var.

As linhas azuis no mapa indicam rios.

Harita üzerindeki mavi çizgiler nehirleri gösterir.

Seus sapatos azuis vão bem com essa saia.

Mavi ayakkabısı o etekle iyi gider.

Tom costuma andar de sandálias azuis pela casa.

Tom evin etrafında genellikle mavi terlik giyer.

Ela é uma chinesa muçulmana de olhos azuis.

O mavi gözlü bir Çinli Müslümandır.

Ele só gosta de polonesas com olhos azuis.

O yalnızca mavi-yeşil gözlü Polonya kızlarını sever.

Os vestidos delas eram azuis, os nossos eram brancos.

Onların giysileri maviydi, bizimkilerse beyaz.

Ela é uma bela garota loira de olhos azuis.

O sarı saçlı ve mavi gözlü güzel bir kızdır.

Avançamos em formação, sem armadura contra bordas de aço azuis.

"İleriye doğru, mavi çelik kenarlara karşı zırh olmadan formasyona giriyoruz .

A Mary é uma menina bonita loira de olhos azuis.

Mary sarı saçları ve mavi gözleriyle güzel bir kızdır.

... garantindo que no ano que vem haverá outro espetáculo dos fantasmas-azuis.

Mavi hayalet gösterisinin seneye de gerçekleşmesini garanti ediyor.

Os trajes era vermelhos, cor-de-rosa, azuis, e assim por diante.

Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi.

Não, as flores não são verdes, mas sim vermelhas, brancas, amarelas ou azuis.

Hayır, çiçekler yeşil değil, kırmızı, beyaz, sarı veya mavi renktedir.

O céu é azul; o mar também é azul. O céu e o mar são azuis.

Gökyüzü mavidir, deniz de mavidir. Gökyüzü ve deniz mavidir.

- O cabelo de Jeannie era mais azul do que seus olhos.
- Os cabelos de Jeannie eram mais azuis do que seus olhos.

Jeannie'nin saçları gözlerinden daha maviydi.