Translation of "Andar" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Andar" in a sentence and their turkish translations:

- O bebê consegue andar?
- O bebê sabe andar?

Bebek yürüyebiliyor mu?

Não posso andar

Hani yürüyemiyorum

Andar é bom.

Yürümek güzeldir.

Mal consigo andar.

- Güçlükle yürüyebiliyorum.
- Hemen hemen hiç yürüyemiyorum.

Vocês conseguem andar?

Yürüyebiliyor musunuz?

Começamos a andar.

Biz yürümeye başladık.

Não queres andar?

Yürümek istemiyor musun?

Tom sabe andar.

Tom yürüyebiliyor.

Nós poderíamos andar.

Yürüyebiliriz.

- Tom mal consegue andar.
- O Tom mal consegue andar.

- Tom neredeyse yürüyemiyor.
- Tom zorlukla yürüyebiliyor.

- Nós estamos no oitavo andar.
- Estamos no oitavo andar.

Sekizinci kattayız.

- Eles moram no andar inferior.
- Elas moram no andar inferior.
- Eles moram no andar de baixo.
- Elas moram no andar de baixo.

Onlar alt katta yaşıyor.

- Prefiro andar descalço em casa.
- Prefiro andar descalça em casa.

- Evde çıplak ayakla gitmeyi tercih ederim.
- Evde çıplak ayakla gezmeyi tercih ederim.

- Ainda consigo andar reto.
- Ainda consigo andar em linha reta.

Ben hâlâ düz gidebiliyorum.

- Eu não posso mais andar.
- Eu não consigo mais andar.

- Ben daha ileri yürüyemem.
- Ben daha fazla yürüyemem.

- Por favor, pare de andar.
- Pare de andar, por favor.

Lütfen yürümekten vazgeç.

- É divertido andar de moto.
- É legal andar de moto.

Motosiklete binmek eğlencelidir.

O bebê sabe andar.

Bebek yürüyebiliyor.

É no oitavo andar.

O sekizinci kattadır.

Estou no oitavo andar.

Ben sekizinci kattayım.

Moramos no sexto andar.

Altıncı katta oturuyoruz.

Tom não sabe andar.

Tom yürüyemiyor.

Estamos no andar errado.

Biz yanlış kattayız.

Você ainda consegue andar?

Hâlâ yürüyebiliyor musun?

Eu mal consigo andar.

Güçlükle yürüyebiliyorum.

Tom não pode andar.

Tom yürüyemiyor.

Tom não conseguia andar.

Tom yürüyemedi.

Eu não podia andar.

Yürüyemiyordum.

Moro no quinto andar.

Beşinci katta oturuyorum.

O Tom sabe andar?

Tom yürüyebiliyor mu?

Apenas comece a andar.

Sadece yürümeye başla.

Ele mal consegue andar.

O, zorlukla yürüyebiliyor.

Tom mal consegue andar.

Tom zar zor yürüyebiliyor.

Posso andar com você?

Seninle yürüyebilir miyim?

Tom mal podia andar.

Tom güçlükle yürüyebiliyordu.

Você precisa andar mais.

Daha fazla yürümen gerek.

- O bebê deles já pode andar.
- O bebê deles já consegue andar.

Onların bebeği zaten yürüyebiliyor.

- Ele não sabe andar de bicicleta?
- Ela não sabe andar de bicicleta?

O bisiklet süremez mi?

Mas temos muito que andar.

Ama katetmemiz gereken çok yol var.

Você sabe andar a cavalo?

- Nasıl ata binileceğini biliyor musun?
- Ata binmeyi biliyor musun?

Em que andar você mora?

Hangi katta oturuyorsun?

Um dia você poderá andar.

Bir gün yürüyebileceksin.

Ela sabe andar de skate.

O patenle kayabilir.

Ele sabe andar a cavalo.

O ata binebilir.

Tom ainda está neste andar.

Tom hâlâ bu katta.

Tom sabe andar a cavalo?

Tom nasıl at süreceğini biliyor mu?

Estou cansado demais para andar.

Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

Você sabe andar de cavalo?

- Ata binebilir misin?
- Ata binmeyi biliyor musun?

Ela sabe andar de bicicleta?

O, bisiklet sürebilir mi?

Eu moro no primeiro andar.

Zemin katta oturuyorum.

Eu vou andar de bicicleta.

- Ben bisikletimi kullanacağım.
- Ben bisikletimi süreceğim.

Eu não conseguia mais andar.

Daha fazla yürüyemedim.

Gosto de andar a esmo.

Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.

Maria desceu do sétimo andar.

Maria yedinci kattan aşağıya indi.

Eu prefiro andar de bicicleta.

Yürümeyi bisiklete binmeye tercih ederim.

Você está no andar errado.

- Yanlış kattasın.
- Yanlış kattasınız.

Tom está no terceiro andar.

Tom üçüncü katta.

Nós moramos no terceiro andar.

Üçüncü katta oturuyoruz.

Você deve andar na sombra.

Gölgede yürümelisin.

Tom mora no terceiro andar.

Tom üçüncü katta yaşar.

Você sabe andar de bicicleta?

Bisiklete binebilir misin?

Bill sabe andar de bicicleta.

- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.

Eu adoro andar de patins.

Ben pateni seviyorum.

- Eu não gosto de andar de metrô.
- Não gosto de andar de metrô.

Ben metroya binmeyi sevmiyorum.

- Meu flat fica no primeiro andar.
- Meu flat está localizado no primeiro andar.

Dairem birinci katta bulunmaktadır.

- Tom não sabe andar de bicicleta.
- Tom não sabe como andar de bicicleta.

Tom bisiklete binemez.

- Eu prefiro andar de bicicleta a caminhar.
- Prefiro andar de bicicleta a caminhar.

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

- Meu apartamento fica no quarto andar.
- O meu apartamento fica no quarto andar.

Benim apartmanım dördüncü kattadır.

- Você não pode andar de skate aqui.
- Vocês não podem andar de skate aqui.

- Burada kaykay kullanamazsın.
- Burada kaykay süremezsin.

É essencial termos energia para andar.

Enerji devam edebilmemiz için gerekli,

Vê-la a andar de lado,

köşeden gelmesini izlerken

Eu não sei andar de bicicleta.

Bisiklet sürmeyi bilmiyorum.

O bebê não sabe andar ainda.

Bebek henüz yürüyemiyor.

Acho perigoso andar sozinho à noite.

Sanırım gece yalnız yürümek tehlikelidir.

Andar de cavalo é muito divertido.

Ata binmek çok eğlencelidir.

Tom consegue andar com as mãos.

Tom elleri üstünde yürüyebiliyor.

Não consigo andar sem uma bengala.

Ben bir baston olmadan yürüyemem.

Tom está no andar de cima.

Tom yukarı katta.

Tom começou a andar mais rápido.

Tom daha hızlı yürümeye başladı.

Você talvez nunca volte a andar.

Asla tekrar yürüyemeyebilirsin.

Meu escritório é no quinto andar.

Ofisim beşinci katta.

A biblioteca fica no quarto andar.

Kütüphane 4. kattadır.

Uma mosca pode andar pelo teto.

- Bir sinek tavanda yürüyebilir.
- Sinek tavanda yürüyebilir.

Gostaria de ir andar de bicicleta.

Bisiklete binmeyi severim.

Meu escritório fica no terceiro andar.

Bürom üçüncü katta.

Nosso apartamento é no terceiro andar.

Bizim daire üçüncü katta.

Meu quarto fica no quarto andar.

Benim odam dördüncü katta.

Não estava no andar de cima.

O üst kat değildi.

Eu adoro andar descalço na grama.

Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.

Tom não pode andar de bicicleta.

Tom bisiklete binemez.