Examples of using "Abri" in a sentence and their turkish translations:
Onu açalım.
Bunu açabilir misin?
Kapıyı açtım.
Bir gözümü açtım.
Bunu açalım.
Onu açayım mı?
Musluğu açtım.
Onu henüz açmadım.
Kapıyı yavaşça açtım.
Ben bagajı açtım.
Bütün bavullarımı açtım.
Açabilir misiniz?
Açın!
Çekmeceyi açtım.
- Pencereyi açtım.
- Pencereyi kapadım.
Bir gözümü açtım.
O kutuyu açtım.
Kapağı açtım.
Pencereleri açtım.
Kapıları açtım.
Kafesleri açtım.
Musluğu açtım.
Sonunda kutuyu açtım.
Ben kapıyı açmadım.
Kutuyu açtım ama onu boş buldum.
Ben kutuyu açtım. Boştu.
Bir şişe kırmızı şarap açtım.
Kapıları açın.
Mektup geldiğinde onu açtım.
O kapıyı kırarak girdi.
Kapıyı açtım ve arabadan indim.
Arabamdan inip kapıyı açtım.
Kutuyu açtığımda kutu boştu.
Onu ne ile açacağımı bilmiyorum.
Kutuyu açtım ama boştu.
oradan açarak izleyebilirsiniz
Onu açmak için o kapıyı çekmek zorundasın.
Kutu çok sıkı kapalı. Açması zor.
Buzdolabının kapağını açtığımda, bir elma düştü.
Ben, koltukta yaslandım ve kitabı açtım.
Buzdolabını açtığımda, etin bozulduğunu gördüm.
Buraya kuracağım, hazırlayacağım ve tepeden aşağı koşacağım.
Gözlerimi açtığımda herkes "Happy Birthday" şarkısını söylemeye başladı.
Bisikletimden düşünce kot pantolonumda bir delik açtım.
Tom, kapının vurulduğunu duydu ve açmak üzere kapıya doğru yürüdü.
Hellespont'u açtım, o zamana kadar Persler hala denize komuta ettiler.