Translation of "águas" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "águas" in a sentence and their turkish translations:

Águas silenciosas são profundas.

Durgun sular derin akar.

... iluminando as águas à superfície.

...ve yüzey sularını aydınlatıyor.

E entrou em águas perigosas.

Tehlikeli sularda dolaşıyor.

Mesmo em águas muito rasas.

Aşırı sığ bir suda.

Cuidado com as águas-vivas.

Denizanasına dikkat edin.

Tom tolamente mergulhou em águas rasas.

Tom aptalca sığ suya daldı.

Um navio grande precisa de águas profundas.

Büyük bir gemi derin sulara ihtiyaç duyar.

... estamos a aventurar-nos mais nestas águas escuras.

...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.

Tom está se dedicando à pesquisa com águas-vivas.

Tom kendini denizanası araştırmasına adıyor.

Os pescadores estão a lançar as redes em águas profundas.

Balıkçılar derin sulara ağ atmakta.

... pode ser aterrador. Muitos temem o que existe nas suas águas.

...dehşet verici bir yere dönüşebilir. Derinlerde nelerin yattığından korkan çoktur.

E, quanto mais escura a noite, mais maravilhas estas águas revelam.

Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.

Estão a trazer os seus ovos fecundados para águas pouco profundas,

Döllenmiş yumurtalarını sığ sulara getiriyorlar ki...

As águas que atravessam o Estreito de Lembeh, sob o efeito das marés,

Endonezya'nın Lembeh Boğazı'ndan geçen gelgit suları

O pequeno barco, sacudido pelas águas furiosas, aparecia e desaparecia em meio às ondas.

Kızgın sular tarafından çalkalanan küçük tekne, dalgalar içinde görünüp kayboluyordu.

A maré leva os ovos fecundados para longe dos predadores do recife. E para águas profundas.

Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.