Examples of using "Zostawać" in a sentence and their turkish translations:
Sadece geride bırakılmayı sevmiyorum.
Boston'da burada kalmaya niyetim yok.
Bugün fazla mesai yapmak zorunda olmayacaksın.
Burada olmak istemiyorsan, kalmak zorunda değilsin.
Tom Mary'nin çocuklarıyla yalnız olmasına asla izin vermedi.