Examples of using "Wolno" in a sentence and their turkish translations:
Tom yavaşça yürür.
Burada sigara içebilirsin.
Yavaş yavaş çalış.
Yalan söylememelisin.
Burada sigara içilmez.
Görevini ihmal etmemelisin.
- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary yavaşça Japonca konuştu.
Odaya girmemelisin.
Büyükbabam çok yavaş konuşur.
Alkol almama izin verilmez.
İnsan, sözünden dönmemeli.
Bir şey söylememe izin verilmiyor.
Onu yapmamıza izin verilmiyor.
Ümidini kaybetmemelisin.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Buraya girmemelisin.
Asansörde sigara içemezsin.
Burada sigara içmene izin verilmez.
Bu tiyatroda alkol içmememiz gerekiyor.
Bir bilet olmadan trende seyahat etmemelisin.
Yavaş yürü ve ben sana yetişeceğim.
Yolda oynamayın.
Hareket halindeyken arabanın kapısını asla açma.
Okul binalarında koşmamalısın.
Polis memurlarının görevdeyken içki içmelerine izin verilmemektedir.
Bu telefonu kullanmam yasak.
Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.
Kütüphanede konuşmamalıyız.
- Bunun hakkında konuşamam.
- Bunun hakkında konuşmam yasak.
- Bunun hakkında konuşmama izin yok.
Tom'la konuşmam gerekmiyor.
Hayır, Tom, resimlere dokunamazsın!
Hâlâ burada olmana izin verilmiyor.
Burada parketmeye izin veriyorlar.
Ona gülmemelisin.
Arabayı bu caddeye park etmemelisiniz.
Bu restoranda sigara içilmesine izin verilmiyor.
Üzgünüm ama burada balık avlamaya izin verilmiyor.
Bugün Tatoeba'nın oldukça yavaş olduğunu düşünüyorum.
Yaklaşık 14.000 pars ülkede başıboş şekilde dolaşıyor,
Kütüphane kitaplarının sayfalarını yırtmamalısın.
O yavaşça yürüdü böylece çocuklar yetişebildi.
Hiçbir koşulda buraya giremezsin.
Hiçbir şartla o ona dokunma iznine sahip değildir.
Jüpiter'e serbest olanın öküze de serbest olması gerekmez.
Bu hafta ziyaretçi almama izin verilmiyor.
Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye asla gülmemeli.
Tom'a bildiği her şeyi Mary'ye söylemesine izin verilmedi.
Konser yedi'de başlıyor. Geç kalmamalıyız.
Ben bir yabancıyım ve Çek dilini çok iyi bilmiyorum. Lütfen yavaş konuşun.
O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.