Examples of using "Mówi" in a sentence and their turkish translations:
iyi konuşur.
O hızlı konuşur.
Kim konuşuyor?
O yalnız olduğunu söylüyor.
O Çince konuşuyor.
- O ne diyor?
- Ne söylüyor?
O iyi konuşur.
O, açıkça konuşur.
Sanki bir Amerikalıymış gibi konuşur.
İngilizce konuşur musunuz?
Tom İspanyolca konuşuyor, ve Betty de.
Tom bir tatile ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Beden dilleri şöyle diyor:
- Meg çok fazla konuşuyor.
- Meg çok fazla konuşur.
Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
O, biraz İngilizce konuşur.
Kim İngilizce konuşabilir?
- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.
O çok hızlı konuşur.
O, İngilizce konuşuyor.
O, çok fazla konuşur.
O Çince konuşabilir.
O her zaman gerçeği söyler.
O Almanca konuşur.
O Lehçe konuşur.
Onun söylediğini anlıyor musun?
O, uykusunda konuşuyor.
O onun hakkında çok konuşuyor.
O İngilizce konuşuyor.
Herkes aynı şeyi söylüyor.
- Jack İngilizce konuşur.
- Jack, İngilizce bilmektedir.
O Çincede akıcıdır.
O çok konuşur.
- O, Arapça konuşuyor.
- O Arapça konuşur.
- O Çince konuşuyor.
- O Çince konuşur.
O Fransızca konuşur.
Tom onu her zaman söyler.
Tom niçin konuşmuyor?
Tom çok hızlı konuşur.
O, aksansız konuşur.
Herkes bir dil konuşur.
İngilizce konuşur musun?
O çok hızlı konuşur.
O, Rusça konuşabilir.
O beş dil konuşuyor.
- O Portekizce konuşur.
- Portekizce konuşur.
İsveççe konuşur musun?
O on dil konuşuyor.
O oldukça hızlı konuşur.
Burada Japonca konuşan biri var mı?
Adamın söylediklerini anlayamıyorum.
Takip cihazı burada olduğunu söylüyor.
hasta sağlık hizmetleri hakkında konuşuyor.
Bu duygu size ne söylüyor?
''Duygum bana ne söylüyor?''
- Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
- Mike iyi Japonca konuşur.
- Mike Japoncayı iyi konuşur.
Onun dediğini anlıyorum.
O, Fransızcada akıcıdır.
- O, İspanyolca iyi konuşuyor.
- O, iyi İspanyolca konuşur.
Lütfen onun söylediğini not et.
Büyükbabam çok yavaş konuşur.
Ama ne dediğini anlıyorum.
Neden herkes çok sessizce konuşuyor?
Tom az önce yemek yediğini söylüyor.
Tom her şeyi gördüğünü söylüyor.
O Fransızca konuşur mu?
O ne dediğini biliyor.
Tom'un söylediğini yapalım.
Rusça da konuşuyor.
Mariko İngilizceyi güzel konuşur.
- Fransızca konuşur musun?
- Fransızca konuşur musunuz?
Bütün dünya İngilizce konuşuyor.
Kadın İspanyolca konuşuyor.
O, İngilizce konuşur mu?
O Fransızca da konuşabilir.
Almanca konuşur musunuz?
- Beni Kenji diye çağırır.
- O bana Kenji der.
O Japoncayı iyi konuşur.
Tom suçlu olmadığını söylüyor.
Tom bir Fransız aksanıyla konuşur.
Tom neredeyse hiç Fransızca konuşamaz.
O, İngilizce ve Fransızca konuşur.
İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?
Tom, Bill'den daha yavaş konuşur.
- Onun dediğine inanırım.
- Onun söylediğine inanırım.
- Onun söylediği şeye inanırım.
Tom kendisi hakkında nadiren konuşur.
Bütün ülke bunun hakkında konuşuyor.
Tom yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Tom çok şey söylemez.