Translation of "Powoli" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Powoli" in a sentence and their turkish translations:

Powoli umiera

Yavaşça hayatını kaybediyor

Iść powoli.

Yavaş yavaş yürüyün.

Jedź powoli.

Yavaş yavaş sür.

Jedz powoli.

Yavaş ye.

Wstałem powoli.

Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.

Powoli. Idźcie uważnie!

Bekle. Dikkat et.

Powoli, od spodu.

Aşağıdan yavaşça.

Powoli, bez pośpiechu.

Yavaş, acele etmeden.

Powoli do przodu.

Durun, yavaş olun çocuklar.

Śpiesz się powoli.

Acele işe şeytan karışır.

Powoli zakończył wyścig.

- Yarışı yavaşça bitirdi.
- Yarışı yavaş yavaş bitirdi.

Jedz posiłki powoli.

Yemekleri yavaş yiyin.

Powoli otworzyłem drzwi.

Kapıyı yavaşça açtım.

Liście powoli spadają.

Yapraklar yavaşça dökülüyor.

Liście spadają powoli.

Yapraklar yavaş yavaş dökülüyor.

Kamień powoli się oddala.

Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.

- Pracuj powoli.
- Pracuj wolno.

Yavaş yavaş çalış.

Moja babcia mówi powoli.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

Starzy ludzie chodzą powoli.

Yaşlı insanlar yavaş yürür.

Powoli powtórzył swoje imię.

Yavaşça adını tekrarladı.

Tom powoli wypuścił powietrze.

Tom yavaşça üfledi.

Sprawiają, że myślę bardzo powoli.

Düşünme hızımı çok yavaşlatıyorlar.

A jednocześnie powoli się oddala.

Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.

Powoli zaczynają cię obchodzić zwierzęta.

Yavaş yavaş tüm hayvanları önemsemeye başlıyorsun.

Tom powoli wszedł po schodach.

Tom yavaşça merdivenlerden çıktı.

Powoli zbliżamy się do końca.

Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

powoli przejmuje pałeczkę, realizując bezpieczne zadania,

işin kolay ve güvenli kısımlarına dâhil oluyor

Źle się poruszała. Powoli, bardzo słabo.

Çok kötü hareket ediyordu. Yavaşça, çok zayıf şekilde.

Czy mógłbyś, proszę, powtórzyć to powoli?

Lütfen onu yavaşça tekrarlar mısın?

Rumuni z Siedmiogrodu mówią bardzo powoli.

Transilvanyalı Romenler çok yavaş konuşurlar.

Dopiero teraz, gdy większość ludzi powoli zasypia...

Ancak şimdi... ...çoğu insan yataklarına yerleşince...

Powoli podnosił się poziom wody w rzece.

Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.

To zbiornik z płynem trawiennym, który powoli rozpuszcza ofiarę.

Avını usulca eritecek sindirim sıvılarıyla dolu bir fıçı.

Następnie dwa ramiona pod spodem zaczynają powoli się poruszać,

Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.

To jak bycie detektywem. Powoli zbierasz do kupy wszystkie wskazówki.

Dedektiflik gibi. Tüm ipuçlarını yavaşça topluyorsun.

Który nie lubi, by mu przeszkadzano. Populacja czarnych nosorożców powoli rośnie.

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

Noc się powoli kończy, ale w dżunglach Azji nadal panuje ciemność.

Gecenin artık son saatleri. Ama Asya'nın yağmur ormanları hâlâ karanlığa gömülü.

Tą drogą idzie się powoli, co stanowi problem dla lekarstwa w tym upale.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

- Szedł wolno, by dziecko mogło za nim nadążyć.
- Szedł powoli, żeby dzieci mogły nadążyć.

O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.